"manzaralı" - Traduction Turc en Arabe

    • إطلالة
        
    • منظر
        
    • يطل
        
    • تطل
        
    • وجهة نظر
        
    • بمنظر
        
    • بإطلالة
        
    • المناظر الخلابة
        
    • تطلّ
        
    • مطلة
        
    • واجهة
        
    • المناظر الطبيعية
        
    • المطلة
        
    • اطلالة
        
    • الإطلالة
        
    Orta halli Power Lad nasıl olur da Doğu yakasında teraslı ve park manzaralı lüks bir daireye sahip olabilir? Open Subtitles كيف كان من الممكن أن دمث الفتى الطاقة كان الكلاسيكية ستة على صعيد الجانب الشرقي مع إطلالة على الحديقة؟
    Yok, yakılalım iyisi mi. Küller teneke kutuya konsun, manzaralı bir yere bırakılsın. Open Subtitles الحرق, الرماد يوضع في علبة و يدفن في مكان ذو إطلالة
    En iyi fikirler, bir dağın zirvesinde güzel bir gün batımına sahip restoran ya da muhteşem manzaralı bir teknedeki restoran gibi fikirlerdir. TED فكانت أفضل الأفكار هي اقتراحات كبناء مطعم على قمة جبل مع غروب شمس جميل، أو مطعم على قارب يطل على منظر خلاب.
    Akşam yemeğinden sonra şehir manzaralı stüdyo dairemize geri dönüyoruz. Open Subtitles وبعد العشاء.. سوف نعود لشقتنا الصغيرة التي تطل على المدينة
    Arkamda zorunu veranda, havuz ve okyanus manzaralı. Open Subtitles خلفي طابق هامبتونس الضروري الكمال مع وجهة نظر المحيط والبركة
    manzaralı bir hücre tahsis ederim sana. Open Subtitles سأحرص على أن تحصل على زنزانة بمنظر.
    Avlanmaktan bahsediyordum, aşkım ama başka bir fikrin varsa... sen, ben, manzaralı şirin bir mezar... Open Subtitles كنت أتحدث عن المتجر .حبي ولكن لو لديك أيّة أفكار أخري أنا وأنتِ في قبر دافئ بإطلالة
    Hükümet, Huntsville'e giden köprüyü onarırsa yeniden manzaralı yola dönecekler. Open Subtitles إذا أصلحت الحكومة ذلك الجسر لـ"هانتزفيل" سيعودون إلى المناظر الخلابة
    Park manzaralı evler muhtemelen %50 daha pahalıdır. Open Subtitles إطلالة الحديقة أغلى بخمسين في المئة غالباً
    Normalde meydan manzaralı biraz daha pahalı olurdu ama kiranın vadesi dolduğu için bu ücretten feragat ediyorum. Open Subtitles عادةً هناكَ أجرٌ إضافيّ على إطلالة الميدان، لكن طالما الإيجار مسبق الدفع، سأتخلّى عنه.
    Ayrıca Kopenhag dümdüz olduğu için güneye bakan güzel manzaralı bir eğim istiyorsanız bunu basitçe kendiniz yapıyorsunuz. TED وبسبب أن كوبنهاغن مسطحة بالكامل فإذا أردت ان تحصل على منظر مائل على اتجاه الجنوب يجب عليك القيام بذلك بنفسك أساساً
    Bizim yatak odamız aşağı katta. Ama en güzel manzaralı oda seninki. Open Subtitles غرفتنا فى الأسفل لكن لديك أفضل منظر فى المنزل
    Güzel manzaralı bir yer bulduğunu söylediğinde seni ciddiye almam gerektiğini biliyordum. Open Subtitles عندما قلتي أنكِ وجدتي مكان ذو منظر رائع لتناول الغداء عرفت أنني يجب أن آخذ كلامكِ بشكل حرفي
    Biz daha çok nehir manzaralı köşklerde oturmaya alıştık. - Ama yine de tutuyoruz. Open Subtitles لقد كنا نعيش فى مكان أوسع يطل على النهر ولكن اضطررنا أن ننتقل لهنا
    Okyanus manzaralı bir balkonu var, hak ettiniz herşey var. Open Subtitles بها شرفة, تطل على المحيط ومناظر بديعة كل شيء أنت تستحقيه
    Üç tarafı manzaralı beş yatak odası, üç banyo, mermer şömineler oda tipi dolaplar, ve... Open Subtitles معَ وجهة نظر في ثلاثة جوانبِ خمس غرفِ نوم، ثلاثة و أرُبْع الحمّاماتِ، مواقد رخامِ، حجرات دخولِ ديف
    Central Park manzaralı Dakota'da yaşamayı sevdin mi? Open Subtitles هل أحببتِ العيش في "داكوتا" بمنظر مطل على سنترال بارك؟
    Kuzey duvarı manzaralı muhteşem bir odanız var. Open Subtitles ستحظيان بغرفة رائعة بإطلالة على السّفح الشمالي.
    Hâlâ o muhteşem park manzaralı dairede mi yaşıyorsun? Open Subtitles هل لا تزالين تسكنين في تلك الشقّة التي تطلّ على ذلك المنظر الرائع على الحديقة؟
    Okyanus manzaralı oda olsun sabah ilk iş olarak da istasyona taksi ile götür. Open Subtitles غرفة مطلة على البحر و سيارة أجرة تأخذها للمحطة صباح الغد
    "Kısmen yenilenmiş, şehirden ayrı 4 odalı, nehir manzaralı, ve garajlı." Open Subtitles "جُدد جزئياً، بصفة خاصة " "أربع غُرَفِ، واجهة على النهر ومرآب"
    manzaralı yoldan gitmek istemiyorum. Open Subtitles لا أريد البقاء على طريق المناظر الطبيعية
    Bir kaç günde kendine geldi, ama bir daha istasyondan ayrılmadı ve Okyanusu manzaralı pencereye bir daha yaklaşmadı. Open Subtitles تعافى فى يومين ولكنه لم يغادر المحطة قط ورفض الإقتراب من النافذة المطلة على المحيط
    Ondan okyanus manzaralı bir köşe ofis istedikten sonra. Open Subtitles مباشره بعد ان اساله عن مكتب ركن ذو اطلالة على المحيط انت سيئ ..
    Hep nehir manzaralı bir yeri hayal etmiştim. Open Subtitles لقد حلمت بالحصول على هذه الإطلالة طوال حياتي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus