Mark'ın düşmanı olup olmadığını size sormamız gerekiyor. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى أن نسأل كلاً منكما إذا كان ل مارك أي أعداء |
Şimdi Susan Fernbach Mark'ın en sevdiği şiirlerinden birini okuyacak. | Open Subtitles | والأن (سوزان فرنكباك) ستقرأ واحدة (من اكثر القصائد المفضلة ل(مارك |
Bunu dosyalarda buldum. Mark'ın katıldığı tek toplandı. | Open Subtitles | لقد وجدت هذا في دقائق الفيديو كان هذا الإجتماع الوحيد الذي حضره مارك في الأسبوع الماضي |
Mark'ın dejeneratif kalp problemi var. | Open Subtitles | مارك يُعاني من حالة قلبية حرجة، |
Mark'ın çalıştığı vakitteki telefon kayıtlarını incele Peter adında arayan biri var mı ona bak. | Open Subtitles | حسنا,تفقدي سجلاتهم الهاتفية في أيام عمل مارك بحثا عن إتصالات من شخص إسمه بيتر |
Burası Mark'ın Sabah Programı, sizi Magic 96. 7'den arıyorum. | Open Subtitles | هذا مارك في الصباح من 96.7 محطة إذاعة |
Mark'ın görüşünde gördüğü panoyu toplamaya başlarlar. | Open Subtitles | حاول العميلان (بينفورد) و (نوه) تجميع اللوح الذي شاهده (مارك) في رؤياه |
Senle Mark'ın New York'a geleceğiniz zamanı haber verin ve hep beraber bir yemek yeriz. | Open Subtitles | أعلميني المرّة القادمة أنك مع (مارك) في "نيويورك" ونرتب عشاءً |
Mark'ın dejeneratif kalp problemi var. | Open Subtitles | مارك يُعاني من حالة قلبية حرجة، |
Genç bir kızın hayali diye düşünmeye başladım ayrıca Mark'ın imparatorluk kurma planlarına da uymadı. | Open Subtitles | كانت فكرة رومانسية من فتاة مراهقةٍ لم يناسب عمل مارك |
- Çok yazık, bu Mark'ın işiydi. | Open Subtitles | مؤسف جداً، كان هذا من المفترض أن يكون عمل (مارك) |