| Eğer beşamel sosu yapıyorsan, neden maydanoz ya da hindistan cevizi koymuyorsun? | Open Subtitles | إذا كان ذلك بشاميل، لما لا تستخدمين البقدونس أو قشرة جوزة الطيب؟ |
| Perde demirlerini, maydanoz saplarını, şemsiyeyi yuttuğu zehirleri saymıyorum. | Open Subtitles | قضبان الستائر , البقدونس , أضلع المظله و كل تلك السموم لقد أخبرتني بنفسها |
| Bunu yapabiliyorsam domates doğrayıp, maydanoz da kesebilirim. | Open Subtitles | 'م متأكد جدا ل يمكن السيطرة التكعيب الطماطم وتقطيع البقدونس. |
| - Ve... Sorar mısınız ton balığının marine sosunda maydanoz var mı? | Open Subtitles | هل تستطيع ان تسأل الطباخ إن كان هناك بقدونس بصلصة التونة؟ |
| Fesleğen, maydanoz, her şeyden azar azar. | Open Subtitles | ، بازلاء ، بقدنوس قليل من كل شيء |
| Tek yapmamız gereken sarımsak ve soğan kavurup, zeytin, kapari, ançüez, rende maydanoz ve domates koyup kısık ateşte pişirmek. | Open Subtitles | يتعين فقط أن نقلي الثوم والبصل قليلاً، ثم نضيف الزيتون والكبر والأنشوفة والبقدونس المقطع والطماطم حتى تغلي. |
| Ve emin yapabilir onlar kullanımı fesleğen ve değil İtalyan maydanoz? | Open Subtitles | و أيمكنك الحرص على أن يستخدمون الريحان و ليس البقدونس الإيطالى ؟ |
| Hiçbirinde maydanoz olmamasını sağlar mısınız? | Open Subtitles | من عدم وجود البقدونس على أي شيء؟ لدي حساسية منها |
| Şimdi, bununla ne yapabilirsiniz... birazcık maydanoz ekleyebilirsiniz... ve arzu ederseniz soğan, hepsi size kalmış. | Open Subtitles | إن ما تستطيعون القيام به هنا يمكنكم أن تأخذوا القليل من البقدونس و البصل إذا أحببتم |
| Şu senin sevdiğin tavşan yemeğinden yoktu ama sana biraz sıcak sos ve maydanoz aldım. | Open Subtitles | انهم لا يملكون ارانب لم اكن ارغب في تناول هذا، لكنني حصلت على بعض البقدونس وبعض الصلصة الساخنه. |
| Hiç banyoya gidip dişinde arkadaşlarının söylemediği bir maydanoz bulduğun oldu mu? | Open Subtitles | هل ذهبت يوماً للحمام و وجدت بعض البقدونس في أسنانك و أصدقائك لم يخبروك بذلك |
| Biraz tavuk ciğeri ve maydanoz doğrayabilirsin herhalde. | Open Subtitles | بالتأكيد يمكنكِ تقطيع القليل من كبد الدجاج و بعض البقدونس |
| Güney Afrika Benekli Kartal Baykuşu istiyorum inceltirseniz sevinirim, teşekkürler ve tavada kızartın, yanında biraz patates de olursa güzel olur üzerine biraz da maydanoz serpin, gagasını ve ayaklarını çıkarın. | Open Subtitles | أود بومة نسر مرقطة جنوب أفريقية، إذا أمكنك أن تفرشها وتقليها مع بعض البطاطس الرائعة. مع وضع قليل من البقدونس عليها. |
| Sadece bir filiz maydanoz koy lütfen. | Open Subtitles | قطعة واحدة من البقدونس لكل طبق , لو سمحتي |
| Birkaç tane lahana yaprağı, adamotu, mercanköşk, kekik, maydanoz erkek eğreltiotu kökü ve şey... | Open Subtitles | ماندريك المردقوش بالأضافة إلى الزعتر و البقدونس و الدود المستخرج من جذور نباب السرخس |
| Soya, maydanoz, sarımsak, üzüm, böğürtlen... | TED | الصويا,البقدونس, الثوم العنب, التوت, |
| Evet doğru duydun, $40 dolarlık maydanoz. | Open Subtitles | هذا صحيح، أربعون دولاراً مقابل البقدونس |
| Sen maydanoz karşı değiliz, mi? | Open Subtitles | أنت لست ضد البقدونس أليس كذلك ؟ |
| Seninkinde ince kıyılmış maydanoz var. | Open Subtitles | حسناً، وصفتكِ تنادي بوضع ورقة بقدونس مجعّدة مع اللحم المفروم |
| - maydanoz, biraz soğan ve bir kiler dolusu da tuzlu kraker. | Open Subtitles | بقدونس ولدي بعض البصل ولدي حجرة مؤن مليئه بالبسكويت المالح |
| İyi pişmiş genç bir Burgundy kekik, maydanoz - ince bir dal. | Open Subtitles | وخير الشباب عنابي، والأوراق المالية البني، الزعتر والبقدونس - مجرد غصن. |
| "maydanoz" Hayır, sözlükte farklı bir manası var. | Open Subtitles | (بوتنسكي), إنها في الواقع موجودة في القاموس, تعني: |