Dinliyormuş gibi yapmakla o kadar meşguldürler ki ne dediğimi duymazlar. | Open Subtitles | أشعر كأنهم مشغولون جدا ويتظاهرون بالإستماع في الحقيقة إسمع الذي أقوله |
O moronlar uyduruk tanrılarıyla konuşmakla meşguldürler şimdi. | Open Subtitles | إرتحْ. أولئك البلداءِ الأتقياءِ مشغولون جداً كَلام مع تخريفهم المُزيَّف الله. |
Ama şu sıralar çok yoğundur. Turistlerin istekleriyle meşguldürler. | Open Subtitles | لكنها قمة الموسم الآن، وهم مشغولون بطلبات الأجانب. |
Çünkü geceleri bu aptal tamtamları çalmakla meşguldürler. | Open Subtitles | لأن في الليل، الهنود مشغولون جداً بالضرب على تلك الطبول الخرساء! |
Hokey oynayıp, sarhoş olmakla, ya da domuz butlarına akça ağaç şurubu sürmekle o kadar meşguldürler ki insanlar hakkında genelleme yapmaya fırsatları olmaz. | Open Subtitles | هم لا يَجْعلونَ تعميم حول الناسِ... ' يَجْعلُ هم مشغولون جداً لعب الهوكي أَو gettin ' سكران... أَو وَضْع عصيرِ قيقبِ على لحمِ خنزيرهم. |
Belki de, Uluslararası Topluluk bir yaz kumpanyası tiyatrosu açabilir diye Fakat büyük olasılıkla, Osama Bin Laden'i "aramakla" çok meşguldürler. | Open Subtitles | فقد نشر كتابين و مسرحية ربما تحسباً لفتح المجتمع الدولى لمسرح للعروض الصيفية و لكن ربما أنهم مشغولون للغاية بـ"البحث" عن أسامة بن لادن |
- Merak etme... O moronlar uyduruk tanrılarıyla konuşmakla meşguldürler şimdi. | Open Subtitles | اطمئني انهم مشغولون بالصلاة |