| Beni iyi dinleyin... Şu Arnett Mead'li çocuklara çok kızgınım. | Open Subtitles | سأخبركم شيئا أنا غاضب من هؤلاء الأولاد من أرنيت ميد |
| Y'lerin içinde, kendimi Margaret Mead'in modern hali gibi düşündüm ve kısa zamanda keşfettim ki onlara verebileceğim çok fazla şey vardı, tabii onların da bana. | TED | تخيلت نفسي مارجريت ميد الحديثة بين جيل الألفية، وقد تعلمت بسرعة أن لدي ما أقدمه لهم بنفس قدر ما قدموه لي. |
| Bence Margaret Mead çok doğru diyor. | TED | أعتقد أن مارغريت ميد قالتها بصورة أفضل. |
| Ben de karım ve kayınvalidemle Lake Mead'e gidiyordum. | Open Subtitles | زوجتي هناك هي وأمها . نحن في طريقنا لبحيرة ميد |
| Onlar göl Mead durdurma, biz arkalarında doğru olacak. | Open Subtitles | سيتوقفون في لايك مايد, سنكون ورائهم مباشرة |
| Randall Mead Hertzel Jean Boardwine Schmidt'i karın olarak kabul ediyor musun? | Open Subtitles | راندال ميد هيرتزل هل تقبل جين بوردوايت شميت لتكون زوجتك الشرعيّة؟ |
| Jean Boardwine Schmidt Randall Mead Hertzel'i kocan olarak kabul ediyor musun? | Open Subtitles | جين بوردوايت شميت, هل تقبلين براندال ميد هيرتزل ليكون زوجك الشرعي؟ |
| Arnett Mead karşısında daha iyi oynayacağız. | Open Subtitles | نعم سنقوم بما هو أفضل بكثير ضد أرنيت ميد |
| Herkes, Dillon Panthers ve Arnett Mead Tigers'ın birbirlerinin ezeli rakipleri olduğundan haberdar. | Open Subtitles | الآن الكل يعلم أن الديلون بانثرز والأرنيت ميد تيغرز لديهم منافسين منذ وقت طويل |
| Tek sorun, Mead gölünün 880 km'lik bir sahil şeridine sahip olması. | Open Subtitles | المشكلة الوحيد بالنسبة لـ"ليك ميد" هى انها تبتعد 550 ميل عن الساحل. |
| Ve Connor Mead'in son durağı burası | Open Subtitles | هذه هي المرحلة الاخيرة قبل أن تصبح كونور ميد |
| Ve bu olay, resmen Connor Mead olmandan önceki son duraktı. | Open Subtitles | هذه هي المرحلة الاخيرة قبل أن تصبح كونور ميد |
| Merhaba, ben Geoff Burton. Samuel Mead'le görüşecektim. | Open Subtitles | مرحباً، جيف بورتون انا هنا من اجل صاموئيل ميد |
| Bu konuda size Margaret Mead'ın - | Open Subtitles | وفي هذا الموضوع، أحيلكم إلى مؤلفات "مارغريت ميد" |
| Margaret Mead'ın Melanesia'daki cinsel pratikler eserlerinden bahsediyordum. | Open Subtitles | كنت أتحدث عن مؤلفات "مارغريت ميد" عن العادات الجنسية للمالنزيين |
| Mead Gölü Bulvarı'ndan 20:15'te geçti. | Open Subtitles | عبوره بحيرة ميد شارع في 08: 15، |
| Onu bulmak için Mead Gölü"nü bile tararsınız sanmıştır. | Open Subtitles | " فكرت أن أمشط " بحيرة ميد دعني أفهم بوضوح |
| Söyler misiniz, Bayan Turner. Ruby'nin, St. Mary Mead'de tanidigi var miydi? | Open Subtitles | أخبريني آنسة "تيرنر"، هل تعرف "روبي" أي شخص في (ساينت ميري ميد)؟ |
| Öğleden sonra St Mary Mead gelen tek bir tren yoktu. | Open Subtitles | ولا قطار واحد لقرية (ساينت ميري ميد) طوال فترة بعد الظهر |
| Hoover Barajı, Mead Gölü, yaklaşık 97 kilometre civarı. | Open Subtitles | سد هوفر, بحيرة مايد, حوالى 60 ميل |
| Şaka bir yana, Mead'le konuştuk da hukuk fakültesini bitirince onu şirkete aldırabiliriz. | Open Subtitles | (فى الواقع, لقد تناقشنا أنا , و (ميدو و ربما لدينا الفرصة لنُلحقها بالشركة |
| Bu civarda sadece Mead Gölü'nde martı bulunur. | Open Subtitles | حَسناً، المكان الوحيد نحن سَيكونُ عِنْدَنا نوارسُ حول هنا سَيَكُونُ شرابَ عسل بحيرةِ. |