Tıpkı Kaçak'taki Tommy Lee, Çöl Aslanı'ndaki John Wayne ve Gününü Göreceksin'deki Mel Gibson gibi. | Open Subtitles | مثل تومي لي في فيلم الهارب مثل دوك في الباحثين ميل جيبسون في الاسترداد |
Facebook'taki arkadaşı olarak bir tek Mel Gibson var. | Open Subtitles | صديقه الوحيد على الفيس بوك هو ميل جيبسون |
Mel Gibson, Cehennem Silahı'ndaki saçını geri istiyor. | Open Subtitles | ميل جيبسون يرغب فى إستعاده شعره من السلاح الفتاك |
Papadan Mel Gibson'a kadar. | Open Subtitles | الجميع من البابا الى ميل جيبسون |
Bir iki gazeteciye Mel Gibson'ın yeni filmine aktris aradığını söyledim. | Open Subtitles | أخبرت ميل جيبسن كان يبحث عن الممثلات لفلمه |
Mel Gibson TV yapmıyor. | Open Subtitles | ميل جيبسون لا يقوم بأعمال تليفزيونية |
Ah evet, bunu daha önce görmüştüm, Mel Gibson, Tina Turner. | Open Subtitles | أجل لقد رأيت هذا "ميل جيبسون" "تينا تيرنر" |
Mel Gibson beni aramıyor. | Open Subtitles | ميل جيبسون ( الممثل ) لا يرد على مكالماتي |
Mel Gibson'ı hatırlıyorum ama. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد أنني أتذكّر ميل جيبسون) بدقّة) |
Bir Martin Weir'i bir Mel Gibson'a dönüştüremezsin. | Open Subtitles | لا يُمكنكِ جعل (مارتن وير) يبدو مثل (ميل جيبسون). |
Bir Martin Weir'i bir Mel Gibson'a dönüştüremezsin. | Open Subtitles | لا يُمكنكِ جعل (مارتن وير) يبدو مثل (ميل جيبسون). |
"Meslek: Mel Gibson'ın kalçası." | Open Subtitles | أعمل مع ميل جيبسون |
Mel Gibson'ın Temescal Kanyonu'na haç taşıdığını duydum. | Open Subtitles | -لا سمعت أن (ميل جيبسون) حمل عبر جبل (تمسكل كانيون) قبل أفتتاح فيلم (آلام المسيح) |
- Mel Gibson filmi mi? - Hayır. | Open Subtitles | -هل هذا الفيلم الجديد لـ"ميل جيبسون" ؟ |
En sevdiğim kısım Mel Gibson'ın "özgürlük" diye bağırdığı yer. | Open Subtitles | الجزء المُفضل بالنسبة لى عندما ( ميل جيبسون ) ظل يصرخ " الحرية |
Çünkü doğru makyajla onu Mel Gibson'a benzetebilirim. | Open Subtitles | لأنني أستطيع مع المكياج أن أحوله إلى (ميل جيبسون ) شاب |
Ayrıca Mel Gibson da iyi sayılır. İzleyin bakalım. | Open Subtitles | وأن (ميل جيبسون) جيد بدرجة متوسطة استمتعوا |
Passion'daki Mel Gibson'dan daha fazla kafam güzeldi. | Open Subtitles | لقد كنتي منتشي ( أكثر من (ميل جيبسون) في فيلم (باس أوفر |
Bir iki gazeteciye Mel Gibson'ın yeni filmine aktris aradığını söyledim. | Open Subtitles | أخبرت ميل جيبسن كان يبحث عن الممثلات لفلمه |
Mel Gibson kızar sonra. | Open Subtitles | أنا لا أُريدُ إزْعاج ميل جيبسن. |
Los Angeles'ın ünlü yerlerini göster mesela Hugh Grant'in sakso çektirdiği yer ya da Mel Gibson'ın şu kadın polise "güzel memelim" dediği yer gibi. | Open Subtitles | دعيهم يروا معالم لوس انجلوس, مثل اين هيو قرانت لعق قضيبه او مكان حينما قال ميل قيبسون للشرطية"الاثداء الحلوه." |