Bu seni duygusuz bir katil yapar, merhametli bir komutan değil. | Open Subtitles | أن تجعل من نفسك قاتل بدم بارد, و ليس قائداً رحيماً |
Hayır, bu merhametli bir davranış olurdu ve içimde hiç merhamet yok benim. | Open Subtitles | كلاّ، هذا سيكون رحيماً لك و أنا لا أريد ان أشعر بالرحمة إتجاهك |
Bana kitabı ver ve ben de sana merhametli bir ölüm vereyim. | Open Subtitles | أعطني الكتاب وسأعطيك موتاً رحيماً |
Şimdi farkına vardım sürülmek hainliğe karşı fazla merhametli bir cezaymış. Ama senin cezan çok daha şiddetli olacak. | Open Subtitles | الآن قد عرفت ان النفي عقوبة رحيمة للخيانة لذا فإن عقوبتك ستكون أقسى بكثير |
Ve huzur, kaderinizdeki rolleri oynamaya razı olduğunuz zaman gelecek... kendini adamış bir anne, sadık bir eş, merhametli bir lider. | Open Subtitles | والسلام سيأتي عندما تُعانيقين الأدوار التى قُدِّر لكي أن تلعبيها.. أمُاً مُخلِصة، زوجةً وَفيّة، قائِدَةً رحيمة. |
Olacaklarla karşılaştırıldığında... Ölüm, daha merhametli bir hediye sunabilirdi. | Open Subtitles | الموت سيكون هديّةٌ رحيمة مُقارنةً بمَ قد يليه. |
Ben de size merhametli bir ölüm bahşedeyim. | Open Subtitles | وسأمنح لكم موتاً رحيماً |
Ölüm, devamında yaşadıklarıma göre merhametli bir hediye olurdu. | Open Subtitles | الموت سيكون هديّةٌ رحيمة مُقارنةً بمَ قد يليه. |
"Onu merhametli bir sona kavuşturmak, bana, oğluna düştü. | Open Subtitles | وقد ترك لي أنا إبنه لكي ... أنهي معاناته بطريقة رحيمة |
Burası merhametli bir mahkeme. | Open Subtitles | هذه محكمة رحيمة |
merhametli bir bakım kulübü. | Open Subtitles | إنه نادي عناية رحيمة |
Fakat eğer bana ihanet edersen ebedi hayatının geri kalan kısmını acı çekerek yaşayarak ve merhametli bir ölüm dileyecek hâle sokarım seni. | Open Subtitles | - لكن إن خنتني يومًا ... فسأجعلك تمضي باقي حياتك في ألمٍ مرير متمنّيًا ميتةً رحيمة |