Gökyüzü Ruhları sanki sana mesaj göndermeye çalışıyorlar gibi. | Open Subtitles | صوّت مثل أرواح السماء تحاول إرسال رسالة. |
Belki de öleceğini biliyordu ve bir mesaj göndermeye çalışıyordu. | Open Subtitles | ربّما عرفت أنّها ستموت وكانت تُحاول إرسال رسالة. |
Bütün keşler de dışarı çıkıyor belki de evren bize bir mesaj göndermeye çalışıyordur. | Open Subtitles | وجميع قطط الكوكاين بدأت تخرج ربما يحاول الكون إرسال رسالة لنا |
Belli ki biri sana bir mesaj göndermeye çalışıyor. | Open Subtitles | شخصٌ ما من الواضح كان يحاول إرسال رسالة |
Arada sırada birkaçıyla ters düşüyor. Birisinin ona mesaj göndermeye çalıştığını düşünüyor. | Open Subtitles | يتورّط مع أحدهم بين حين وآخر، يعتقد أن أحدًا يحاول بعث رسالة له. |
Doktor bize mesaj göndermeye çalışacaktır. | Open Subtitles | الدكتور سيحاول إرسال رسالة لنا |
Özellikle de bir mesaj göndermeye çalıştığı zaman. | Open Subtitles | خصوصاً إن حاول إرسال رسالة |
Ethan bana matematiksel bir mesaj göndermeye çalışıyormuş. | Open Subtitles | (إيثان) كان يحاول إرسال رسالة رياضية لي. |
Sadece bir mesaj göndermeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول إرسال رسالة فحسب. |
Ama mesaj göndermeye çalışan biriyle karşı karşıyayız. | Open Subtitles | -لا أعلم بعد . {\pos(192,210)} لكنّنا نبحث عن شخص من الواضح أنّه يحاول إرسال رسالة. |
Bir mesaj göndermeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنه كان يحاول إرسال رسالة. |
Chris'in mesaj göndermeye çalışacağını biliyorlarmış. | Open Subtitles | علموا بأن (كريس) ربما يحاول إرسال رسالة |
Eğer Chase bir mesaj göndermeye çalışıyorsa... | Open Subtitles | -إن كان يحاول (تشايس) بعث رسالة ... |