| Takımda Sam Metcalf'i bir örümceğin öldürmüş olabileceğiyle ilgili söylentiler var. | Open Subtitles | هناك إشاعة تَنتشرُ تلك ان نوع من عنكبوت قَتلَ سام ميتكالف. |
| Aramızda kalsın, Sam Metcalf sülük kullanmaktan daha yeni vazgeçti. | Open Subtitles | بيني وبينك، سام ميتكالف تَخلّى عن المستنزفونُ فقط مؤخراً. |
| Metcalf kıçıyla yerdeki bir delik arasındaki farkı bile ayırt edemez. | Open Subtitles | في رأيي، ان الدّكتور ميتكالف لا يَعْرفُ طيزة مِنْ فتحة في الأرضِ. |
| Metcalf'e gidip tanımadığım birini neden öldüreyim? | Open Subtitles | بالله عليك، لماذا يجب عليّ الذهاب إلى ميتكاف" لقتل شخص غريب؟" |
| Metcalf'e telefon edip haber verelim. | Open Subtitles | سوف نخابر "ميتكاف" وسندعهم يتولون الأمر من هناك |
| Carter yolunda Metcalf'la buluş. Haydi, durma! | Open Subtitles | اخرج إلى طريق (كارتر) اتحد مع (مات كالف) انطلق هيا |
| Sam Metcalf, doktorlukta da halkla ilişkilerde olduğu kadar iyi olsaydı. | Open Subtitles | إذا سام ميتكالف كَان بنصْف جيد في الطبِّ |
| İlk verilere göre, Sam Metcalf çok düşük oranda, ama tanımlanamayan bir zehirin kanına karışması sonucu ölmüş. | Open Subtitles | طبقاً للبياناتِ التمهيديةِ، سام ميتكالف ماتَ كنتيجة كمية دقيقة غير معروفةِ لحد الآن من مادة سامّة في مجرىِ الدمّ. |
| General Grant, Oaks Ames ve yönetim kurulu gittiğinde, Senatör Metcalf neden kaldı? | Open Subtitles | لماذا السيناتور، ميتكالف تخلف في حين أن الجنرال، جرانت ،واوكس أميس، والمجلس قد غادروا |
| - Polis Metcalf hakkında sorular soruyor ve Durant beni öyle gösterdi ki... | Open Subtitles | الشرطي يسألني أسئلة حول ميتكالف وديورانت جعلني أبدوا ماذا؟ |
| Meyhaneme geldi ve Metcalf'i öldürdüğünü itiraf etti. | Open Subtitles | جاء إلى الصالون وأعترف لي أنه قتل ميتكالف |
| Metcalf'i öldüren adamın Boston iki cinayet işlediğinden şüpheleniliyordu. | Open Subtitles | الرجل الذي قتل ميتكالف يشتبه به أيضا في جريمتي قتل في بوسطن |
| Anladığım kadarıyla kardeşin Metcalf cinayetini işlediğini itiraf etmiş ve sonra onu kilisede vurmak zorunda kalmışsın. | Open Subtitles | علمت أن أخاك قد إعترف بقتل ميتكالف ومن ثم إضطررت إلى إطلاق النار عليه في الكنيسة |
| Pratisyen hekimle bir bardak meyveli kokteyl içince Canaima'lılar Doktor Metcalf'a yüz çevirecek. | Open Subtitles | واحد مِنْ كأسِ النخبة مع الممارس العام الوسيم الجديد والناس اللطاف في كانايما سَيَرونَ الضوء ويَتْركُون دكتور ميتكالف العجوز. |
| Bay Durant ve Senatör Metcalf'in işine geliyorsa, bana katil diyebilirler. | Open Subtitles | السيد "ديورانت" والسيناتور "ميتكالف"، هنا دعوني بالقاتل لأنه يناسبهم. |
| Bay Durant ve Senatör Metcalf'in işine geliyorsa, bana katil diyebilirler. | Open Subtitles | السيد "ديورانت" والسيناتور "ميتكالف"، هنا دعوني بالقاتل لأنه يناسبهم. |
| Senatör Metcalf de burada mı kalıyor? | Open Subtitles | هل هنا حيث السناتور ميتكالف كان يقيم؟ |
| Ben Metcalf'te ineceğim. | Open Subtitles | لن أذهب لهناك "سأتوقف في "ميتكاف |
| Metcalf'deki merkezi aramalısın. | Open Subtitles | "سيتم استدعائك لقسم الشرطة في "ميتكاف |
| Bu zamana kadar Metcalf'da mıydın? | Open Subtitles | هل كنت في "ميتكاف" طيلة هذه المدة؟ |
| Ray, ben Metcalf. Geliyoruz, 2 mil kadar uzaktayız. | Open Subtitles | (راي) هنا (مات كالف) نحن قادمون ايضاً نبعد حوالي ميلين تقريباً |