Cadılar mevsimlerin koruyucularıdırlar... tohumların tanrıçaları... ve çapraz durduklarında... yıkıcı olurlar. | Open Subtitles | السحرة هم حُماة المواسم الهة الحبوب و عندما عبروا |
mevsimlerin ahengini görmemizi sağlayan dünyanın eksenindeki eğime teşekkür etmemiz gerek. | Open Subtitles | و الشكر لله على الميل الهام جداً لمحور الأرض و الذي تسبب في توالي المواسم |
Dünyamızda mevsimlerin yaşanmadığı yerler de var. | Open Subtitles | و لكن هناك بعض المناطق على كوكبنا لا تتغير فيها المواسم |
Ayrıca eğim aynı anda yılın değişik zamanlarında güneşin yükselme açısının farklı olacağını ve mevsimlerin dönemlerinin iki yarı kürede farklı olacağını açıklıyor. | TED | والميل أيضاً يفسر ارتفاع زاوية الشمس في مختلف أوقات السنة وينبئ أن الفصول ستكون لا مرحلية في نصفي الكرة الأرضية |
Kolayca eklenebiir hiçbir değişiklik iki yarı kürede mevsimlerin aynı anda olmasını sağlayacak farkı yaratamazdı. | TED | لايوجد تغيير قابل للتنفيذ بسهولة قد يكون سبب ذلك الميل لأنها نفس الفصول في نصفي الكرة الأرضية |
Eski çağlarda yaşayan Yunanlılar, mevsimlerin değişiminden Demeter'in sorumlu olduğuna inanmışlardır. | Open Subtitles | الإغريق القدامي أمنوا بأن (ديميتر) هي المسئوله عن تعاقب فصول السنة |
Her geçen saat mevsimlerin nasıl değiştiğini fark ettiniz mi? | Open Subtitles | هلا لاحظت ان المواسم تختلف مع اوقات اليوم؟ نعم |
Ve ikinci yıldız rehberinse, bir yer bulacaksın tüm mevsimlerin yan yana olduğu. | Open Subtitles | ،وكانت النجمة الثانية دليلكم فسوف تجدون مكاناً تجتمع فيه المواسم |
Hepimizle ilgili gerçek, taşlarda kayalarda, mevsimlerin değişim sürecinde yatıyor. | Open Subtitles | الحقيقة تقع بيننا جميعاً في الصخور, في الحصي, والتغير ونمط المواسم |
Benim zamanımda mevsimlerin sana verdiğiyle yaşayıp ölürdün. | Open Subtitles | في الماضي، كنت تعيش وتموت بما توفره لك المواسم |
mevsimlerin değişmesi, ayın evreleri, takımyıldızların dönüşleri. | Open Subtitles | تغير المواسم ظهور و إختفاء القمر و دوران الأبراج |
Ama bu mevsimlerin etkisiyle karşılaştırınca hiç bir şey. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يقارن مع تأثير المواسم. |
mevsimlerin Pençesinde | Open Subtitles | "في قبضة المواسم : الحلقة الثانية" "Vex2rex" أيوب : |
Uganda'nın doğusunda bir kadın grubu kuran Constance Okollet ile görüştüm. Çocukluğunda, köyde normal bir yaşam sürdüklerini ve aç kalmadıklarını anlattı. mevsimlerin her zamanki gibi geleceğini düşünüyorlardı, tohumları ne zaman ekeceklerini ve ne zaman hasat edeceklerini biliyorlardı ve böylece yeterli gıdaları oluyordu. | TED | التقيت كونستانس أوكولوت، التي شكلت مجموعة نسائية في أوغندا الشرقية، وقالت لي إنها عندما كبرت، عاشت حياة طبيعية جدا في قريتها، وأنهم لم يعانوا من الجوع، حيث كانوا يعرفون أن المواسم ستأتي كما هو متوقع لها، كانوا يعلمون متى يزرعون وكانوا يعرفون موسم الحصاد، وهكذا كان لديهم ما يكفي من الغذاء. |
mevsimlerin dengesi bozuldu. | Open Subtitles | فقدت المواسم توازنها |
Yaşamlarını artık mevsimlerin değişimi yönlendirmiyor. | Open Subtitles | لم تعد في حياتهم قوانين طويله من خلال تغيير الفصول |
Dünyanın kuzeydeki ormanlarında mevsimlerin değişimi kendine has sorunlara neden olur. | Open Subtitles | في غابة العالم الشمالية تغيّر الفصول يخلق تحدّياته الخاصّة |
mevsimlerin olması Dünya'daki yaşamın gelişmesi ve eksenin eğimini dengelemek için çok önemlidir. | Open Subtitles | وجود الفصول هام للغاية لنشأة الحياة على الأرض. ووجود بعض الاتزان في الميل على محورها، |
Son kertede tüm çayırlıklarda yaşam mevsimlerin dönüşüne bağlıdır. | Open Subtitles | في نهاية المطاف الحياة على المراعي تعتمد على تحول الفصول |
Her zaman mevsimlerin değişimini sevdim. | Open Subtitles | لطالما أحببت تبدل فصول السنة |
Eski çağlarda yaşayan Yunanlılar, Persephone'nin yeraltı dünyasına mevsimlerin değişimi esnasında gidip geldiğine inandılar. | Open Subtitles | الإغريق القدامى أمنوا بأن (برسيفوني) كانت تسافر من وإلى العالم السفلي كل تغير في فصول السنة |