| Karşılığında o Meydandaki herkesten eve dönmelerini isteyecek. | Open Subtitles | و بالمقابل, سيخبر كل من بالساحة أن يذهبوا إلى منازلهم, |
| Meydandaki beyaz bina. | Open Subtitles | إنه المبنى الأبيض الذي بالساحة |
| Aç insanlar, Meydandaki insanlar olabilir. | Open Subtitles | الناس الجائعون, الناس الذين بالساحة, |
| Meydandaki ışıkları %60 kısabilir miyiz, lütfen? | Open Subtitles | هل يمكن تخفيف الأضواء في الساحة بنسبة ستين بالمائة؟ |
| ...bira partileri, Meydandaki frizbi oyunlarımız büyük boy peynirli hamburgerler. | Open Subtitles | شراب وبيض اللعب بالطبق الطائر في الساحة البرجر الوحش بالجبن والفلفل |
| Her neyse, biraz yürüyüşe çıktım, ve Meydandaki parka vardım. | Open Subtitles | على أية حال, لقد قمت باالتنزهـ , وأنتها بي الأمر في ساحة البلدة |
| Meydandaki rüzgâr fırıldağının sürekli Batı'yı gösterdiğini peki? | Open Subtitles | هل لاحظت ان دليل اتجاه الريح في ساحة البلدة دائما يشير للغرب |
| Bakalım. "Meydandaki çemberle yüzleş." | Open Subtitles | "لنرى، "واجه الدائرة التي بالساحة |
| Meydandaki arkadaşları bir sokak tabelasına "Abbudin'i özgür bırakın" yazdılar diye tutuklanmışlar. | Open Subtitles | و أصدقاؤه بالساحة, قد وسموا لوحة شارع بعبارة "عبودين) حرة", و قد تم القبض عليهم) |
| Meydandaki arkadaşları bir sokak tabelasına "Abbudin'i özgür bırakın" yazdılar diye tutuklanmışlar. | Open Subtitles | و أصدقاؤه بالساحة, قد وسموا لوحة شارع بعبارة "عبودين) حرة", و قد تم القبض عليهم) |
| "Meydandaki çemberle yüzleş. | Open Subtitles | "واجه الدائرة التي بالساحة" |
| "Meydandaki çember." | Open Subtitles | "الدائرة التي بالساحة" |
| Meydandaki galeyan halkın harekete geçmesi, hepsini korkuttu. | Open Subtitles | التحريض في الساحة, حماسة الناس, جعلتهم يهرعون خوفاً |
| Meydandaki galeyan halkın harekete geçmesi, hepsini korkuttu. | Open Subtitles | التحريض في الساحة, حماسة الناس, جعلتهم يهرعون خوفاً |
| Sen Meydandaki kameralı kızsın. | Open Subtitles | أنت المرأة التي رأيتها في الساحة ومعك الكاميرا |
| Neredeyse bütün varlığı, 30 muhteşem Birmanya yakutundan oluşan koleksiyona yatırılmıştı ve Meydandaki kalabalık, kurbanlarının zararını karşılamak üzere bunlara el koymaları için bağırıyorlardı. | TED | إذ أن كل ثروته تقريباً مُستثمرة على شكل مجموعة من 30 ياقوتة بورمية فاتنة، والجمهور في الساحة يطالبون بمصادرتهم لتعويض ضحايا هذا التاجر. |