Meyve bahçesinde kaza yapmıştı, değil mi? | Open Subtitles | حسناً الخشب , إذاً قد إصطدم في البستان أليس كذلك ؟ |
O yüzden Edwin de beni Meyve bahçesinde öptüğünde... | Open Subtitles | لذا عندما قبلني ادوين في البستان |
Demek bir kez daha Meyve bahçesinde öpüldün. | Open Subtitles | إذاً فقد تم تقبيلك في البستان ثانيةً |
Meyve bahçesinde olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنه في البستان، يقول أنه في بستان الفاكهة |
Sen de, roket atarlı çocuğu gördüğünüz Meyve bahçesinde bulunduğunu hatırlamadığını söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرتني قبلا أنك لا تستطيع تذكّر وجودك في بستان الفاكهة حيث كان الطفل الذي يحمل الآر بي جيه |
Ve Meyve bahçesinde bir çocuğun hayatını kurtarmış diyorlar. | Open Subtitles | . أنه أنقذ حياة ولد في البستان |
Grace, bugün Meyve bahçesinde bir iki saat çalışır mısın benimle? | Open Subtitles | غرايس، هل يمكنك أن تقضي معي ساعتان في البستان مرة أخرى اليوم؟ أنه مكان لطيف مع أشعة الشمس! |
Meyve bahçesinde değil. | Open Subtitles | إنه ليس في البستان |
Meyve bahçesinde yaşayanını. | Open Subtitles | ربما يكون قد عاش في البستان |
Meyve bahçesinde, yaralandı. | Open Subtitles | جريح في البستان |
Yalnızca güney bölgesindeki bir tek Meyve bahçesinde yetişir. | Open Subtitles | ينمو في بستان وحيد في الأراضي الجنوبية. |
Bir Meyve bahçesinde uyandım ve Jack beni öpüyordu. | Open Subtitles | استيقظت في بستان وكان (جاك) يقبلني. |