Drake, o muhteşem bilgeliği sayesinde programı sonlandırdığında, ...Microsoft'un iki yıl önündeydik. | Open Subtitles | نحن كُنّا سنتانَ قبل مايكروسوفت عندما درايك، في حكمتِه اللانهائيةِ، قَتلَ البرنامجُ. |
Hayır, hayır, hayır. Şimdiden, Apple ve Microsoft'un yazılım tasarımına ciddi şekilde farklı yaklaşımları olduğunu görüyoruz. | TED | لا، لا، لا. يمكننا رؤية إن مايكروسوفت و ماكنتوش مختلفان بشكل كبير في تصرفهم مع تصميم البرامج. |
Microsoft'un sadeliğe yaklaşımı: hadi bunu bozalım, daha çok aşama ekleyelim, olmalı. | TED | يبدو أن وجهة نظر مايكروسوفت هي: دعنى نبسط الأمر، و نزود عدد الخطوات. |
Tüm yazılım şirketleri Microsoft'un R&D'sini yapıyor. | TED | كل البرامج تبحث و تطور لشركة مايكروسوفت.♪♫♪ |
Diğer ürünler, Apple'ın özgün anlayışıyla değil de Microsoft'un genel anlayışıyla desteklenmişti. | TED | كانت المنتجات الأخرى مدعومة من مايكروسوفت و ذو ضوابط مفتوحة، عكس ضوابط ماكنتتوش المحصورة. |
Microsoft'un, dünyadaki en çok milyoner sekreter çalıştıran şirket olduğu yazıyordu. | Open Subtitles | تقول إن شركة مايكروسوفت توظف أكثر من مليون سكرتير أكثر من أى شركة آخرى فى العالم |
Ve e-ticaret şirketleri Microsoft'un Windows'una karşı Linux'u seçtiler. | Open Subtitles | وشركات التجارة الالكترونيه لتفضل اللينكس على نوافذ مايكروسوفت |
Görünen o ki Microsoft'un gemisini durdurarak dağıtımı engelledi. | Open Subtitles | على مايبدو، أنّه منع مايكروسوفت من أن تعطل وصول شحنة بلاي ستيشن الرابع إلى المتجر |
Microsoft'un yapabileceği pek çok şey var. | TED | تستطيع مايكروسوفت القيام بأشياء عديدة. |
O zaman Microsoft'un kültüründe dışa kapalı olmak ve içsel rekabet vardı, öğrenmeye pek müsait değildi. | TED | كانت ثقافة مايكروسوفت وقتها من أكثر المنافسات السرية والداخلية -- لا تساعد كما يجب على التعلم. |
Bunu Flickr gibi şeylerde görüyoruz, ya da Photosynth, Microsoft'un programı, bu bize turistik bir yerin binlerce turist tarafından çekilmiş fotoğraflarını bir araya getirme fırsatı veriyor. | TED | ونشاهد ذلك عبر مواقع مثل فليكر، وفوتوسينس، هذا البرنامج من مايكروسوفت الذي يسمح لك بتجميع منظر لمكان سياحي من آلالاف اللقطات له من صور السياح. |
Yaklaşık bir buçuk yıl önce TED 2007'de Sanal Dünya hakkında bir konuşma yapan Stephen Lawler beni Microsoft'un online haritalama çalışması olan Bing Maps'in mimarı olmam için davet etmişti. | TED | نحو سنة ونصف مضت ستيفن لولر الذي تحدث أيضا هنا في تيد في عام 2007 عن الأرض الافتراضية شجعني على أن أصبح مهندسا في خرائط بينج، التي تعتبر جهدا من مايكروسوفت لرسم الخرائط على الإنترنت. |
Microsoft'un gelirine bölelim. | TED | لنقل مقسوما على دخل شركة مايكروسوفت |
İnsanlar neden yakın geçmişte Microsoft'un iş modelini sorgulamaya başladı ? | Open Subtitles | لماذا عاد الناس للتفكير بنموذج مايكروسوفت" بالأعوام الأخيرة؟" |
Bu Microsoft'un bir eyaleti satın alma istemiyle ilgili. | Open Subtitles | وهذا يرقى لمحاولة من جانب مايكروسوفت) لشراء الدّولة للإتحاد) |
Tom, alışveriş çılgınlığı sona erdi ve görünen o ki Microsoft'un yeni Xbox One ürünü bu yılın gözdesi. | Open Subtitles | توم)، انتهى التسوق الجنونيّ) و يبدو أنّ جهاز مايكروسوفت الإكس بوكس . هو الغرض الأكثر طلباً هذا العام |
Ayrıca, bir keresinde, Justin Timberlake'i Microsoft'un partisinde görmüştüm. | Open Subtitles | بالرّغم من ذلك، في أحد المرّات شاهدتُ (جستين تيمبرلايك) في حفلة لـ (مايكروسوفت). |
Microsoft'un CEO'sunun arkadaşlarına ödeme yaptığını sanmıyorum. | Open Subtitles | ولا أظن أن الرئيس التنفيذي لـ(مايكروسوفت) لديه صديق و يدفع له مرتب. |
Ve benim için ilginçti -- sosyolojideki geçmişim; Hiç tasarım eğitimim yoktu, ve bazen insanlar derdi, eh, bu açıklıyor -- ama çok ilginç bir deneydi çünkü satmam gereken bir ürün yoktu; yapılmak istenen tek şey Microsoft'un imajını geliştirmekti. | TED | كانت ممتعة جدا لي-- معرفتي بعلم الاجتماع: غير متدرب على التصميم, يقول البعض أحيانا ,حسنا, هذا يفسر ذلك-- لكنها كانت تجربة ممتعة جدا لأنه ليس بمنتج يجب بيعه, لكنها ببساطة محاولة لتحسين صورة شركة مايكروسوفت |
- Evet, merhaba. - Microsoft'un başkanı. | Open Subtitles | نعم، اهلا - رئيس مايكروسوفت - |