| Lewis adında Amerikalı bir milyonerin, Darlington Malikanesini kurtardığını okuyunca rahatladım. | Open Subtitles | لقد شعرت بالإرتياح لأن مليونير أمريكي إسمه "لويس" أنقذ "منزل "دارلينجتون |
| Babaları da başarılı bir iş adamıydı. milyonerin tekiydi. | Open Subtitles | و والدهما كان رجل أعمال ناجح مليونير لعين |
| Genç bir kadınken, yakışıklı bir milyonerin ayaklarını yerden kesmesini umardı. | Open Subtitles | و كامرأة شابة، كانت تحلم أن يحبها مليونير وسيم |
| Eh, dağıtmayı hak ettik galiba! Senin bir milyonerin var, benim de bebeğim! | Open Subtitles | علينا أن نتجمّل، لديكِ مليونيراً ولدي طفلاً |
| Bir milyonerin başına nasıl gelir bilmem ama maktulün posta kutusunda iki adet "yetersiz kredi" bildirisi buldum. | Open Subtitles | لا أعرف كيف هذا ،يحدث لمليونير لكنّي وجدتُ ملاحظتين "رصيد غير كافي" في صندوق بريد ضحيّتنا |
| Yani, neden okulda eve giden bir milyonerin çocuğu değil. | Open Subtitles | أعني، لماذا لا بعض الملياردير التحوط صندوق طفل في طريقه إلى منزله من المدرسة؟ |
| Haklısın. Bu aynı bir milyonerin yapacağı iş. | Open Subtitles | -هذا صحيح.ما أحبه في هذه الخطة بأننا أصبحنا نفكّر مثل المليونير |
| Bir milyonerin oglu neden bir havuzda çalisiyor? | Open Subtitles | ما الذي يفعله ابن مليونير بالعمل على بركة سباحة؟ |
| Zaten farkettim ki sapik bir milyonerin seninle böyle konusmasini sorun etmiyorsun. | Open Subtitles | ونعم, ولاحظت أنك لم تحظي بمشكلة عندما يتحدث إلي مليونير منحرف معين بهذا الشكل |
| Bak bi milyonerin kızı nası çalışıyor! | Open Subtitles | انظرو مليونير لدية ابنة يجب ان تعمل |
| Bir milyonerin karısı gözlemeyle uğraşmamalı! | Open Subtitles | لا ينبغي لزوجة مليونير أن تعمل |
| Bir milyonerin kızı elinizde. | Open Subtitles | لديكم ابنت مليونير. |
| Bir milyonerin yanında oturuyormuşuz. | Open Subtitles | نحن كنا نجلس بجانب مليونير |
| milyonerin tekiyle evlendi. | Open Subtitles | ثم هربت مع مليونير |
| Bir milyonerin yanında oturuyormuşuz. | Open Subtitles | "كنا نجلس بجانب "مليونير |
| Eh, dağıtmayı hakettik galiba! Senin bir milyonerin var, benim de bebeğim! | Open Subtitles | علينا أن نتجمّل، لديكِ مليونيراً ولدي طفلاً |
| Hiç bir milyonerin elektrikli sandalyede kızardığını gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت يوماً مليونيراً يحترق على الكُرسى الكهرُبائى؟ |
| Zaten Bayan Cotton'a, kızımın bir milyonerin özel sekreteri olduğunu söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرت الآنسة (كوتون) أن بنتي تعمل سكرتيرة خاصة لمليونير |
| Tekerlekli sandalyedeki hayırsever milyonerin yeni bir kalbe ihtiyacı var. | Open Subtitles | الملياردير على كرسي متحرك يحتاج إلى قلب جديد |
| Bak, bir milyonerin çek defteri. | Open Subtitles | انظروا دفتر شيكات المليونير |