"minicik" - Traduction Turc en Arabe

    • الصغيرة
        
    • صغير جداً
        
    • الصغيرتين
        
    • ضئيلة
        
    • صغيرة من
        
    • الضئيلة
        
    • صغيرتين
        
    • الصغير جدا
        
    • عصبية صغيرة
        
    Pekala, kurbanın kafatasına gömülmüş olan şu minicik metal... tanelerini görüyor musunuz? Open Subtitles حسنا, هل ترى هذه الشظايا المعدنية الصغيرة كانت موجودة في جمجمة الضحية؟
    Böylesine minicik şeylerin kocaman bir karanlık getirmesi çok şaşırtıcı ve hayatlarımızı değiştirmesi. Open Subtitles كم هي غريبة تلك الأشياء الصغيرة يمكن أن تجلب شراً هائلاً وتغيير حياتنا
    Herhalde New York'daki minicik dairene bir tek bu sığar ama istersen, senindir. Open Subtitles إنه بالأرجح الشيء الوحيد الذي سيتلائم في شقتك الصغيرة في نيويورك، لكنها ملكك.
    Bana yardım etmezsen bu küçük kapsül vücudunda kalacak... hem de içindeki minicik insan iskeletiyle birlikte... Open Subtitles لو لم تُساعدُني، سَتَنتهي مع هذة المركبة المُصَغَّرةِ عائِمة بداخلِكَ و هذا الهيكل العظمي الإنساني صغير جداً
    Nerede? O kadar kızgınım ki, minicik ellerimle ağzını burnunu dağıtmak istiyorum. Open Subtitles إنني غاضب جداً أريد ضربها بقبضتيّ الصغيرتين
    Ben, hücre olarak adlandırdığımız şaşırtıcı özelliklere sahip minicik varlıklarla ilgili çalışmalar yapıyorum. TED أعمل مع مخلوقات صغيرة ضئيلة مهمشة رائعة، تسمى الخلايا.
    Bu proje bize minicik küçücük siyah yelkovan kuşlarının tüm okyanus havsasını kendilerine ev yaptıkları bilgisini verdi. TED الذي زودنا بمعلومات كهذه عن جلوم الماء القاتمة اللون الصغيرة التي تأخذ من كامل حوض المحيط موطناً لها
    Şimdi Kratese Dönemine dönelim ve ufacık, minicik atalarımıza bakalım. TED الآن عد إلى العصر الطباشيري وانظر إلى أسلافنا الصغيرة المكسية بالشعر.
    Besbelli tüm araç çubuklarını hiç açmamışsınız, ama yazacağınız yer sadece buradaki küçük, minicik alan. TED من الواضح انكم لم تفتحوها كلها من قبل، ولا يمكنك الكتابة إلا في هذا النافذة الصغيرة.
    Dünyanın gerçek dışılığı, minicik kafalarımızın üstüne tüm ağırlığıyla çöreklendiği zaman bu bize sığınak oluyor. Open Subtitles إنه الملجأ الذى نتخذه جميعاً حين تسقط أكذوبة العالم ثقيلة على رؤوسنا الصغيرة
    minicik ayakların, büyük savaş botlarında çıkardıkları patırdıya bayılıyorum. Open Subtitles أنا أحب طقطقة الأرجل الصغيرة في أحذية المعارك الضخمة.
    İnce uzun parmakların o minicik haplarla oynamak için yaratılmış sanki. Open Subtitles أصابعك النحيفة ممتازة لحمل الحبوب الصغيرة
    Ve onun minicik hayatını gördükçe, bunun yaratabileceği korkuyu farketmeye başladım, ve merakımın yerini... şefkat aldı. Open Subtitles وعندما راقبتُ هذه الحياةِ الصغيرة جداً تَتجلّى بَدأتُ بتَخَيُّل الرعبِ منه وتبدل فضولي
    Çok küçük, minicik, parmakları vardı. Ayak parmakları da minicikti. Sarışındı ve... Open Subtitles وكان لديها تلك الاصابع الصغيرة وكانت شقراء
    Kanat çırpan minicik bir kelebek gibiydin. Open Subtitles مثل تلك الفراشة الصغيرة التي تطير بحثاً عن الدفء
    Kabuğunda saklanan bu minicik kalp atışları buzlar ülkesi için çok dayanıksız. Open Subtitles تلك القلوب الصغيرة ترتجف وهى مختبئة بقشرتها انها ضعيفة وهشة للغاية فى تلك الرقعة الواسعة القاسية
    Aklıma gelen tek şey, minicik bir çit yapıyorsun. Open Subtitles الشيئ الوحيد الذي أعتقده أنكِ تقومين ببناء سياج صغير جداً
    Sürekli azarlamalarıyla, onu minicik utangaç özüne doğru bastırmadılar. Open Subtitles لَمْ يجعلوها لأسفل إلى شئ خجول صغير جداً بتَوبيخهم الدائم
    İlk sırada,güzel tırnakları ve minicik ayakları olan... Open Subtitles الأولى إنها المرأه ذات الأظافر الجميله والقدمين الصغيرتين
    Triyot sığaç bombası. minicik alet, kocaman patlama. Open Subtitles قنبلة مُكثِّفة ثلاثيّة الصمام، آداة ضئيلة ذات انفجار مهول.
    minicik bir kutu köpek maması için mi? Dostumuz Skippy'nin aç kalmasını istemezsin, değil mi? Open Subtitles هيا يا عزيزي, فقط علبة صغيرة من طعام الكلاب يبدو انك لا تريدني أن يجوع احد من هؤلاء, اليس كذلك؟
    Onunla, Afrika'daki bu minicik topluluk, havanın tekrar değişeceği, gün gelene kadar hayatta kalabilir. Open Subtitles وباستخدام الخيال, فان النسبة الضئيلة من البشر في أفريقيا ,كان بإمكانها الصمود حتى حدث أن تغير المناخ يوما ما, كما يفعل دائما
    Ben ağlamayacağım, çünkü gözlerim minicik. Open Subtitles لن أبكي .لأنّ عينيّ صغيرتين جدّاً
    Kişinin ağzını minicik bir delik haline dönüştürür. Open Subtitles هو يمكن أن يخفّض فمّ الشخص في الحقيقة إلى الإفتتاح الصغير الصغير جدا. لكن تلك شهور التقديرات لتطوير، حقّ؟
    Bu küçücük ve birbirinden ayrı nöronlardan sinyalleri kaydedebilmek için yüzlerce mikroskopik teller koymanız gerek -- mikrovoltlar düzeyinde minicik sinyaller çıkaran sıradan fiberler. TED علينا زرع المئات من الأسلاك الدقيقة لإلتقاط إشارة من خلايا عصبية صغيرة محددة -- بواسطة الألياف العادية التي تصدر إشاراتِ صغيرة بمقدار جزءِ من المليون جزء من الفولت.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus