minik bir kuş, kolunu koparıp bana atmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرتني عصفورة صغيرة أنك أردت إنتزاع زراعك و إلقائه عليٌ |
Nufusu ikiyüz olan bir sahil kıyısı Köyünde minik bir mezarlık. | Open Subtitles | بطريقة جبانه صغيرة على الساحل في مدينة يبلغ عدد سكانها 200. |
Hiç sana birisi acayip tuhaf minik bir kız olduğunu söyledi mi? | Open Subtitles | وقد أي شخص وقال سبق لك أن كنت فتاة صغيرة غريبة حقا؟ |
İtalyan kırsalında bir şok dalgası, minik bir ses patlaması yaratır. | Open Subtitles | تصنع موجة صدمية دوي صوتي صغير في الريف الإيطالي |
Dünyada yüzbinlerce ada var, her biri kendi içinde minik bir dünya, adeta yaşayan gezegenimizin bir minyatürü. | Open Subtitles | هناك مئات الالاف من الجزر، كل واحدة نسخة مصغرة من العالم، صورة مصغرة لكوكبنا الحيّ. |
Tabii, küçük, minik bir sorun dışında. | Open Subtitles | ما عدا لو انك لعبت دورا صغيرا لطفل رضيع |
Ve şimdi de ben şahsımı iki aşırı hız cezasından ve bir de jüri görevinden kurtaran minik bir hile giyiyorum. | Open Subtitles | وأنا،عن نفسي... أرتدي رقم صغير أخرجني ... من غرامتان للسرعة وواجب المحلفين |
Hatırlayabildiğim kadar uzun zamandır benim için sorun oluşturuyorlar: önce minik bir erkek fatma iken sonra da erkek görünümlü ancak östrojen ağırlıklı bir organizma iken. | TED | كانت مشكلة بالنسبة لي منذ أمد بعيد، بدايةً منذ أن كنت فتاة مسترجلة صغيرة ثم بعد ذلك كصاحبة مظهر ذكوري، قائم أساساً على هرمون الإٍستروجين الأنثوي. |
Bunun için, burada küçük bir gösteri yapacağım: Parmağımı birazcık kesip, minik bir damla kan alacağım. | TED | لذلك، سأقدم عرضًا توضيحيًّا سريعًا هنا.. هذه اللحظة التي سأقوم فيها بوخز إصبعي هنا وستخرج قطرة صغيرة من الدماء. |
Sana minik bir hediyem var. - Nedir o? | Open Subtitles | نحن نستطيع أن نصلح هذا لدى هدية صغيرة لك |
minik bir deney planlıyorum. Yardım etmek ister misin? | Open Subtitles | ،أنوي القيام بتجربة صغيرة هل تودين مساعدتي؟ |
minik bir kızımız var, mart nisan gibi de bir bebeğimiz daha olacak. | Open Subtitles | لدينا طفلة صغيرة وطفل آخر سيقدم في شهر مارس أو أبريل. |
Buluttan düşmüş minik bir melek olabilirsin. | Open Subtitles | على الارجح فعلتِ ذلك . ملاك صغيرة الحجم سقطت من السحاب |
Ah canım! Sen minik bir kızsın. Adın ne acaba. | Open Subtitles | -يا إلهي ، أنتِ فتاة صغيرة أتسائل ما هو اسمك |
Jackson beynime minik bir patlayıcı yerleştirdi... her an patlatabilir. | Open Subtitles | جاكسون ,زرع متفجر صغير في ذهني ويمكن أن يفجرة في أي لحظة |
Kulağımda da minik bir alıcı. Böylece her şeyi duydum. | Open Subtitles | لدي شيء صغير في أذني، انس الأمر |
Ön pencerede minik bir kırık var ama parmak izi yok. | Open Subtitles | وَجدَ a شَقّ صغير في النافذةِ الأماميةِ، لكن لا طبعاتَ. |
Senin minik bir kopyan olması hoşuna gittiği için onun cinayetten sıyrılmasına bile izin verirsin. | Open Subtitles | لأنك ستدعه يفلت بجريمة قتل لأنه نسخة مصغرة منك ويعجبك ذلك. |
Öncelikle Joe benim minik bir kopyam değil. | Open Subtitles | أولا، (جو) ليس نسخة مصغرة مني. |
Tabii, küçük, minik bir sorun dışında. | Open Subtitles | ما عدا لو انك لعبت دورا صغيرا لطفل رضيع |
Ve şimdi de ben şahsımı iki aşırı hız cezasından ve bir de jüri görevinden kurtaran minik bir hile giyiyorum. | Open Subtitles | وأنا،عن نفسي... أرتدي رقم صغير أخرجني ... من غرامتان للسرعة وواجب المحلفين |