| Enerjilerini arttırması için ve yemek molası vermemek için vitamin veriyorlar. | Open Subtitles | اذا يعطونهم الفيتامينات ليبقو على طاقتهم مرتفعة بالإضافة الى استراحة الغذاء |
| toplantının ikinci saatinde, bir ihtiyaç molası gerekti, herkes ayaklandı, ve toplantıya önderlik eden ortak birden mahçup görünmeye başladı. | TED | وبعد مضي ساعتين، هنالك بعض الاحتياجات تتطلب استراحة حيوية، فوقف الجميع، وبدا الشريك الذي يدير الاجتماع محرجا للغاية. |
| Süt emiyordu ve bir gün bir bakıcı sigara molası verdi, pencereden havuzlarına doğru bakıyordu, sigara içerek. | TED | كات ترضع، وفي يوم ما أخذ الحارس استراحة لتدخين سيجارة وكان ينظر إلى الحوض ويُدخّن. |
| Belki de radyo geldiğinde, etrafına toplanıp bir çay molası veririz. | Open Subtitles | و عندما يصل, يمكننا جميعاً الإستماع إليه نأخذ إستراحة لشرب الشاي |
| Aslında 5 dakika gecikti. Aç kurtlar gibi yemek zorundayız aksi takdirde saat 3'e kadar banyo molası veremeyeceğiz. | Open Subtitles | أنّ الأفطار متأخر 5 دقائق ، سيكون علينا تناوله بسرعة ، بخلاف ذلك لا يوجد إستراحة للحَمام حتي الـ3 |
| Bakın, akşam yemeği molası için şimdiden bir saat geç kaldık, ve ben gece yarısından önce perdenin açılmasını istiyorum. | Open Subtitles | تأخرنا ساعة على استراحة العشاء وأود رفع الستائر قبل منتصف الليل |
| Saat 12:30'da küçük bir yemek molası veriyordum. | Open Subtitles | مع استراحة قصيرة فى الثانية عشرة والنصف. |
| Hayır. Örümceğin biri bunlarla kafayı bulmuş, ve orada da çay molası vermiş. | Open Subtitles | لقد غزله عنكبوت، وهذه الرقع حيث يأخذ استراحة شاي. |
| Çay molası vermiştik, kısa süre sonra biz orada dururken Khruschev, Eisenhower'a doğru yürüyerek yanına gelip "Nyet, nyet, nyet 'Hayır' siz resmen mahremimize bakmak istiyorsunuz." ifadelerini kullandı. | Open Subtitles | أخذنا استراحة قصيرة لتناول الشاي وبعدها بوقت قصير ،وبينما كنا واقفين جاء خروشوف مترجلًا ،نحو ايزنهاور |
| Eğer yanında bir doktor var ise kahve molası verme iznim var. | Open Subtitles | أنا سآخذ استراحة قهوة ما دام هناك طبيب معه. على الرغم من سياسة المستشفى، |
| Falcı sendikası kararlarına göre, 15 dakika kahve molası zamanı. | Open Subtitles | اتحاد قارئى الطالع يقولون استراحة 15 دقيقة |
| Uncle Duncay, öğle yemeği molası. | Open Subtitles | العم دنكي.. حان الآن وقت استراحة الغداء.. |
| Hepsi bu kadarsa, ihtiyaç molası veriyorum, sonra bitiririz. | Open Subtitles | إن كنت قد انتهيت سأطلب فرصة استراحة وننهي لاحقاً |
| Sonra bir saat yemek molası. | Open Subtitles | إستراحة غداء لمدة ساعة وترجع الساعة الواحدة |
| Çizgi film molası verdim ve muz yiyorum. Harika. | Open Subtitles | أنا آخذ إستراحة رسوم متحركة وأتناول موزة |
| Kahve molası alsan tahliyeni bozmus olur musun? | Open Subtitles | هل إستراحة لتناول القهوة ستخالف إطلاق سراحك المشروط |
| Olmaz, sigara molası için ancak zaman buldum. | Open Subtitles | لا أستطيع حصلت على إستراحة لأدخن سيجارة للتو |
| Sabah molası bitti. Sabah molası bitti. | Open Subtitles | استراحه الصباح قد انتهت استراحه الصباح قد انتهت |
| Beşinci maddeyi ileri sürmek istiyorum ve madde mahkemeye intikâl ederse öğle yemeği molası istiyoruz. | Open Subtitles | اريد ان ادافع عن نفسي ان هذه هي المرة الخامسة واذا سمحت المحكمة نحن نريد ان نستريح من اجل الغداء |
| Ama eğer sizinle yarışacaksak bir kahve molası verelim. | Open Subtitles | من الافضل أن نذهب لإستراحة القهوة |
| Kahve molası bana bir kaç sürpriz hazırlama fırsatı verdi. | Open Subtitles | فسحة القهوه أعطتني فرصه لكي اجهز لكم مفاجأه |
| Ne o? Yolda yemek molası mı verdiniz? | Open Subtitles | ماذا، أتوقفتم لشراء وجبة سريعة؟ |
| Ayrıca Vince hep sigara molası için kaytarır. | Open Subtitles | وفينس دائماً يخرج فى راحة التدخين |
| JARVIS, cevap ver. Seni kahve molası veresin diye programlamadım. | Open Subtitles | جارفيس , أجب , أنا لم أبرمجك لتأخذ أستراحة لتناول القهوة |
| Neden sigara molası kabul ediliyor o halde? | Open Subtitles | لماذا يحق للمدخنين أخذ استراحات للتدخين طوال الوقت |
| Bu romantik hikâyeye bebek bezi molası verebilir miyiz? | Open Subtitles | هل تمانعون يارفاق أن تعيدوا سرد هذه القصة الرومانسية بجانب "ديبر جيني" ؟ |