Böylece oyuncular bu sorunu birbirlerini adilce ve şeffafça motive etmek için kendiliğinden oluşan bir sistem ile çözdüler. | TED | لذا فالاعبين عالجوا هذه المشكلة تلقائياً جاؤوا بنظام لتحفيز بعظم البعض, بشكل عادل و شفاف. |
- Bilirsin, onları almak, koruyucu aileleri motive etmek için. | Open Subtitles | كما تعلم، لتحفيز عوائل التبنيّ على أخذهم |
O bir insan evladı ve eminim ki çalışanlarınızı motive etmek için daha iyi bir yol bulabilirsiniz. | Open Subtitles | إنه إنسان، وأنا متأكد أنه يمكنك إيجاد طريقة أفضل لتحفيز موظفيك حسناً. |
Doğum günüm 2 Nisan değil, 8 Ağustos. Seni motive etmek için yalan söyledim. | Open Subtitles | عيد ميلادي ليس فى الثاني من أبريل إنه فى الثامن من أغسطس لقد قلت لك ذلك لتحفيزك |
Bu yüzden seni motive etmek için aşırı zorlama gerektiği kanısına vardık. | Open Subtitles | ولهذا، تم أستنتاج أن الإجبار العنيف ضروري لتحفيزك |
Kore futbol takımını daha iyi oynamaları adına motive etmek için | Open Subtitles | لتحفيز الفريق لكرة القدم الكورية للعب بشكل أفضل، |
O zaman, ne olduğuna bakalım -- bazı insanlar bunu desteklediler, bazı insanlar da başarıyı motive etmek için nakit teşvikleri yapılmasına karşı çıktılar. | TED | لذا لنرى ما -- يؤيده بعض الناس، ويعارضه بعض الناس في مسألة التحفيز النقدي لتحفيز الانجاز. |
Sanırım Stefan'ı motive etmek için ne yaptığını bilmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أظنني بحاجة إلى معرفة ما فعلتَه لتحفيز (ستيفان). |
Şerif'in ağzını kıçına dikmesinde Katliamyüz'ü motive etmek için bunu kullanabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك استخدام هذا لتحفيز (وجه الذبح)... ليقوم بخياطة وجه رئيس الشرطة إلى مؤخرته؟ |
Müdür Fury, Yenilmezler'i motive etmek için sana sahte ölüm ayarladı. | Open Subtitles | لقد زيّف الرئيس (فيوري) مصرعك... كوسيلة لتحفيز "المنتقمين". |
Mahkumları motive etmek için. | Open Subtitles | لتحفيز السجناء |
Sırf seni motive etmek için bunu söyledim. | Open Subtitles | أنا أقول هذا لتحفيزك فقط |