| Seanslarda mucizevi şekilde duyulan sesler. | Open Subtitles | الأصوات التى تتكلم بأعجوبة فى جلسات التحضير |
| Onu 100 yıl sonra uyandırırsın ve mucizevi şekilde iyi mi olur? | Open Subtitles | ستوقظه بعد مائة عام لتجده قد صار أفضل بأعجوبة ؟ |
| Ama bu kez ölmekte olan müşterilerinden birisi mucizevi şekilde iyileşmişti. | Open Subtitles | ولكن هذه المرة المشكلة كانت أنّ إحدى عميلاته المحتضرات قد تعافت بمعجزة |
| Adamın mucizevi şekilde, değneklerle ortaya çıkmasından nefret ederim. | Open Subtitles | لذا يظهر الرجل، و هو حي بشكل عجيب علي عجل، أنا أكره هذا |
| O balık saldırısından oluşup da mucizevi şekilde iyileşen yaralar bunu yağmur yaptı, değil mi? | Open Subtitles | وجرحك من هجوم السمك ، الذى شـُفى سحرياً المطر فعل ذلك ، اليس كذلك ؟ |
| Ve mucizevî şekilde yolları kesişiyor. | Open Subtitles | خليقة كل منهما تختلف عن الآخر بشكل إعجازي |
| Yani, mucizevi şekilde şu anda daha iyi olmazsak biraz ara verin ve bence siz biraz arkada durun. | Open Subtitles | لذلك, إذا لم تتحسنوا بشكل سحري بهذة الثانية إذاً أعتقد بأنه يجب تقوموا بما هو بمصلحة الفريق و ربما |
| Ardından mucizevi şekilde hayata döndü. | Open Subtitles | وبدى عليه أنه قد قُتل. وبعدها ,عاد إلى الحياة بأعجوبة. |
| Ve mucizevi şekilde hayatta kalacak olursa hayatı büyük ölçüde tehlike altında geçecektir. | Open Subtitles | وحتّى لو نجت بأعجوبة حياتها ستكون في خطر كبير للأبد |
| ...kamburun çıkınca mucizevi şekilde kaybolmuş. | Open Subtitles | أنتهى كل هذا بأعجوبة عندما أصبحت أحدباً. |
| Dikkate değer bir şekilde -- hayır, mucizevi şekilde ölmedi. | TED | اللافت للنظر-- لا, بأعجوبة -- ظل على قيد الحياة. |
| Cevap plasebo etkisinde yatıyor, açıklanmayan bir fenomen bir etkisi olması beklenmeyen ilaçlar, tedaviler ve terapiler, sıklıkla sahte olanlar, mucizevi şekilde insanları daha iyi hissettirir. | TED | تكمن الإجابة في التأثير الوهمي للدواء، ظاهرة غير مفسرة حيث أن الأدوية والعلاجات التي ليس من المفترض أن يكون لها تأثير، وغالبًا ما تكون وهمية، تجعل الناس تشعر بتحسن بأعجوبة. |
| mucizevi şekilde fikrini değiştirmediği sürece nah sunarsınız program falan. | Open Subtitles | يارجل , لن تنشر شيئاً ما عدا لو بمعجزة ما غيّرت رأيها |
| - mucizevi şekilde iyileşti. | Open Subtitles | و التي شفيت بمعجزة - لا، لقد شفيت - |
| Ve bugün illüzyon ustası Derek Harrison'ı suya sarkıtıyoruz bakalım yine mucizevi şekilde kefeni yırtabilecek mi? | Open Subtitles | اليوم سنغرق فنّان الهروب ديريك هاريسون) في الماء) لنرى إذا كان يمكنه مغالبة الموت بمعجزة مرّة أخرى |
| Adamın mucizevi şekilde, değneklerle ortaya çıkmasından nefret ederim. | Open Subtitles | لذا يظهر الرجل، و هو حي بشكل عجيب علي عجل، أنا أكره هذا |
| Yitzhak Amca'nın mucizevi şekilde senin ellerine düşen kayıp serveti. | Open Subtitles | ثروة العم (إسحاق) المفقودة التي سقطت بشكل عجيب في يدك |
| Yine de mucizevi şekilde kaybolduysa, mucizevi şekilde tekrar belirebilir ve sanırım sen de bunu ümit ediyorsun. | Open Subtitles | مرّةً وللأبد لكنّه لو اختفى سحرياً فقد يعودُ سحريّاً |
| Ve mucizevî şekilde yolları kesişiyor. | Open Subtitles | خليقة كل منهما تختلف عن الآخر بشكل إعجازي |
| Beni tehdit etmek, Bay Luthor, Clark'ın mucizevi şekilde ortaya çıkmasını sağlamaz. | Open Subtitles | تهديدي ياسيد (لوثر) لن يجعل (كلارك) يظهر بشكل سحري |