Muhafazakarlar Derneginden 12'ye çeyrek kala geldim ve hemen yattim. | Open Subtitles | عدت من جمعية المحافظين في الحادية عشر و45 دقيقة تقريباً |
Muhafazakarlar risk alma konusunda istikrarlı biçimde beynin Amygdala kısmını kullanıyor. | Open Subtitles | عقول المحافظين دائماً يستخدمون لوزة المُخيخ لاتخاذ القرارات للمخاطرة بكل شيء. |
Ya da sosyalistler, liberaller, hatta Muhafazakarlar? | TED | أو الاشتراكيين والليبراليين، حتى المحافظين في بعض الأحيان؟ |
İkici kanat, sosyal Muhafazakarlar; dini özgürlüklere inanırlar, kürtaja karşıdırlar, okullarda ibadet isterler. | TED | ثانيا، هناك المحافظون والذين آمنوا بالحرية الدينية، وهم مناصرون للحياة، الصلاة في المدارس. |
Muhafazakarlar sizi rengarenk şeylerle çağıracaktır. | TED | بينما سيصفك المحافظون بأشياء كثيرة ومختلفة. |
Asla olmaz, çok Muhafazakarlar. | Open Subtitles | لين يوافقوا أبداً إنهم محافظون جداً |
Demek istediği, oradaki insanlar benim seksüel zevklerim için fazla Muhafazakarlar. | Open Subtitles | الناس هناك قد يكونون محافظين جنسياً بعض الشيء بالنسبة لذوقي |
Sadece Muhafazakarlar kiliseye gider gibi birşey demiyorum. | TED | أنا لا أتحدث عن أن المحافظين فقط يذهبون إلى الكنيسة. |
O Muhafazakarlar, pazarın o yerlere yayılmaması için, kontrol etmek istiyorlar. | TED | هؤلاء المحافظين يريدون تنظيمنا، لمنعنا من السماح للسوق في الانتشار في تلك الأماكن. |
Şu "Genç Muhafazakarlar" yazısı, minik içki şişeleri? | Open Subtitles | مقالات الشباب المحافظين القناني الصغيرة؟ |
Salona indiğimde Muhafazakarlar Birliğinin kahve toplantısı vardı. | Open Subtitles | كنت اريدها ان تبقى فى غرفة الجلوس وكان هناك قهوة الصباح لجمعية المحافظين |
Seçkin Suudiler adı çıkmış büyük para tüketicileriydi ve dini Muhafazakarlar arasında güvenilirlik ve saygınlık kaybettiler. | Open Subtitles | أصبح النخبة السعوديون سيئين السمعة ومبذرين وفقدوا المصداقية والإحترام من قبل المحافظين دينيا |
Radikal Muhafazakarlar bile ondan uzak duruyor. | Open Subtitles | حسناً؟ تجنب الجماعات المحافظين المتشددين من انصار هذا الرجل. |
Ya şimdi Elaine olacak ya da sonra Muhafazakarlar için daha uygun biri olacak. | Open Subtitles | إما هي الآن أو شخص أكثر قبولاً لدى المحافظين لاحقاً |
Öte taraftan liberal ve Muhafazakarlar arasında olası bir ortak ahenk olacakmış gibi gözükmüyor. | Open Subtitles | إمكانية الانسجام بين الليبراليين وحزب المحافظين بناء عليه بعيد الإحتمال. |
Muhafazakarlar büyük sanat şaheserlerinin bizi demokrasiye yönlendirdiğini düşünmeyi seviyorlar. | Open Subtitles | كما تعلم، يظن المحافظين* أن الأعمال الفنّية العظيمة تقودنا إلى الديموقراطية. ''يقصد به حزب المحافظين السياسي'' |
Muhafazakarlar ve İşçi Partisi eşit ortak olacak. | Open Subtitles | المحافظون وحزب العمل شريكان متساويان وكزعيم لحزب العمل |
Biz Muhafazakarlar olarak insanlara özgürlüklerini ve potansiyellerini ortaya çıkarma fırsatı vermekten tarafız, özellikle de genç nesle. | Open Subtitles | نحن المحافظون نؤمن بأن نعطي الناس الحرية و الفرص من أجل.. من أجل أن يتابعوا طموحاتهم خصوصاً الصغار منهم. |
Sağcı, sosyal muhafazakar, liberalist olmayanlar sosyal Muhafazakarlar, genel olarak insanların açgözlü, cinsellikçi ve bencil olabileceğine inanıyor ve düzenlemelere ihtiyacımız var, kısıtlamalara ihtiyacımız var diyorlar. | TED | اليمين -- المحافظون الإجتماعيون، وليس المتحررين -- يعتدُ المحافظون الإجتماعيون عامةً بأنه يمكنُ للناس أن تكون جشعة وجنسية وأنانية، ونحنُ نحتاجُ إلى القانون، ونحتاجُ إلى القيود. |
Asla olmaz, çok Muhafazakarlar. | Open Subtitles | لين يوافقوا أبداً إنهم محافظون جداً |
Ailesi Connecticut'lı, yani Muhafazakarlar. | Open Subtitles | " أعتقد بأن والديه من " كونيكتيكت هم قليلاً محافظون |
Goerdeler gibi Muhafazakarlar, Moltke gibi aristokratlar Bonhoefter gibi papazlar, Trott gibi diplomatlar. | Open Subtitles | (كان بها محافظين مثل (جورديلير (أرستقراطيين مثل (مولتكه (رجال دين مثل (بونهوفر |