Heralde orada yeterince var, Mustafa. | Open Subtitles | أصبحَ كافيُ من المحتمل هناك الآن، مُصطفى. |
- Lütfen sadece güllerle ilgilen, Mustafa. | Open Subtitles | فقط يَتدبّرُ الوردَ، رجاءً، مُصطفى. |
Teşekkür ederim, Mustafa. | Open Subtitles | شكراً لكم، مُصطفى. |
Mustafa al-Sadr'ı yakalamak ve öldürmek mi istiyorlar? | Open Subtitles | إذا قبض على أو لقتل مقتدى الصدر ل؟ |
Mustafa'yla onları bulmak için anlaşmıştım. | Open Subtitles | ماذا؟ في الواقع,عقدت اتفاقاً مع مصطفى كان سيساعدني لإكتشاف الفاعلين |
Mustafa açık bir şekilde tahta adaydı. | Open Subtitles | كان واضحا أن مصطفى هو ولى العهد القادم |
Broadway'de yarı çıplak koşuyor ve turistlere Aslan Kral filmindeki Mustafa olduğunu söylüyordun. | Open Subtitles | تصطحبُ نصف العاريات من "براود وي" وتُخبرُ السيّاح بأنكَ كنتَ (مُصطفى) من "لوين كينغ" |
Mustafa. | Open Subtitles | مُصطفى. |
Mustafa. | Open Subtitles | - مُصطفى. |
Mustafa al-Sadr'ın partisi ana katılımcı... merkezi Irak hükümetinde. | Open Subtitles | مع حزب مقتدى الصدر إلى كمشارك رئيسي... التي احتلتها تقريبا نصف عدد المقاعد في الحكومة المركزية في العراق. |
Mustafa al-Sadr kendisini çağırıyor. | Open Subtitles | واسم لهو مقتدى الصدر. |
Tamam ama orada olsaydı, Mustafa bize haber verirdi. | Open Subtitles | حسناً ، لكن مصطفى كان ليعلمنا إن كان ميرزا عنده . |
[Valide Sultan] Senin hazinen Mustafa'dır. | Open Subtitles | "مصطفى" هو كنزك |
Şehzade Mustafa'yı sultan ilan etmemiz bile yetmişti. | Open Subtitles | كان كافيا لنا أن نعترف بالأمير(مصطفى) سلطانا.. المترجم: الأمير مصطفى هو أحد أبناء (اوزون حسن) وهو كان على خلاف شديد مع السلطان (مراد الثانى). |