"mutlu değildi" - Traduction Turc en Arabe

• تكن سعيدة
• يكن سعيداً
• يكن سعيدا

Sonuç olarak mutlu değildi ama şimdi mutlu.
نعم بالحد الأدنى هي لم تكن سعيدة والآن هي سعيدة

Şu kadarını söyleyeyim ki Bayan Kruczynski mutlu değildi.
يكفى ان تقول ان انسة انسة كروزشكى لم تكن سعيدة انا اعمل الان

Ama o, iyi bir başlangıç yapmamıştı ve mutlu değildi.
لكنها لم تكن قد بدأت الحياة من جديد إنها لم تكن سعيدة

Çünkü Penelope ile beraber mutlu değildi, gitmeden önce bile.
لأنه لم يكن سعيداً مع بينلوب المشكلة بدأت قبل أن يغادر إلى حرب طروادة

- Uyandı ve hiç mutlu değildi! - Orada olduğunu nasıl bilemediniz?
. وقد استيقظ، ولم يكن سعيداً - وكيف لم تلاحظ وجوده ؟

Ama çiftin biri pek mutlu değildi.
لكن كان هناك شخص واحد لم يكن سعيداً جدا ً

Çünkü mutlu değildi.
. لأنه لم يكن سعيدا طوال حياته

Geri bakıp düşündüğümde, uzun zamandır mutlu değildi...
حين أفكّر بالأمر , فهي لم تكن سعيدة منذ وقتٍ طويل

Hep aynı şey. Senle mutlu değildi çünkü sen hiç bir zaman mutlu değildin.
نفس الأمر، لم تكن سعيدة لأنّك لم تكن كذلك

Yargıçlık yapacağım. İtalya'ya taşınma planları mahvolmuştu. Lily hiç mutlu değildi.
بعد أن دمر خطتهم كلياً في الذهاب لإيطاليا هي لم تكن سعيدة

Kruczynski mutlu değildi. Hayatına devam etmek istiyordu.
لم تكن سعيدة وارادت ان تفعل هذا

Şu kadarını söyleyeyim ki, Bayan Kruczynski mutlu değildi.
ولكن يكفي أن أخبرك أن الآنسة... الآنسة كريشنسكي لم تكن سعيدة

Kruczynski mutlu değildi. Hayatına devam etmek istiyordu.
"الآنسة كريشنسكي لم تكن سعيدة وقررت المضي قدماً

mutlu değildi ama, kocasından ayrıImak istemiyordu.
لم تكن سعيدة, لكن لم ترد ترك زوجها

Yalnız bir sorun vardı ki birimiz hiç mutlu değildi.
المشكلة كانت ان واحد منا لم يكن سعيداً تماماً

- Belki çocukluk karakteriyle bütünleşik olmaktan mutlu değildi.
ربّما لم يكن سعيداً بعدم إندماج شخصيته في الطفولة.

Açıkçası, mutlu değildi, ama ona yüzüğü gösterdim.
لم يكن سعيداً بشكل واضح لكنني أريته الخاتم

Gördüğün rüya her ne idiyse, pek mutlu değildi, değil mi?
مهما كان حلمك... لم يكن سعيداً للغاية ، أليس كذلك؟

Yani azı dişler! - Uyandı ve hiç mutlu değildi! - Orada olduğunu nasıl bilemediniz?
. وقد استيقظ، ولم يكن سعيداً - وكيف لم تلاحظ وجوده ؟

Annemle asla mutlu değildi.
أقصد أنه لم يكن سعيداً قط مع أمي

Sen mutlu değildin, kurul mutlu değildi.
لم تكن سعيداً و المجلس لم يكن سعيداً

Çünkü mutlu değildi.
. لأنه لم يكن سعيدا ًَ طوال حياته