mutlu olacağım, çünkü saygıdeğersen eğer, güvendesin demektir. | Open Subtitles | سأكون سعيدة لأنه عندما تكون لائقا فأنت بمأمن |
Şu alçı çıkıp da ben de buradan kurtulunca çok mutlu olacağım. | Open Subtitles | سأكون سعيدة عندما يفكوا هذة الجبيرة وأستطيع الرحيل من هنا |
Bunlardan çalışan birini bulursam mutlu olacağım. | Open Subtitles | سأكون سعيدا لو وجدت واحدة من هذه الأشياء تعمل |
Bay Richard Blaney'yi hapse attığımızda mutlu olacağım. | Open Subtitles | سأكون سعيدا لو حصلنا على شئ يخص المستر ريتشارد بلانى |
Milyarder CEO olmak istiyorum, işte o zaman mutlu olacağım.'' | TED | فأنا أريد أن اصبح مديراً تنفيذياً مليارديراً، فعندها سأكون سعيداً." |
Seni öldüreceğim, ve mutlu olacağım. | Open Subtitles | أنا سأَقتلك أنت ستكون ميت وأنا سأكون سعيد |
Şu alçı çıkıp da ben de buradan kurtulunca çok mutlu olacağım. | Open Subtitles | سأكون سعيدة عندما يفكوا هذة الجبيرة وأستطيع الرحيل من هنا |
Senin için mutlu olacağım, elimden gelirse. | Open Subtitles | حسناً، سأكون سعيدة من أجلك إذا أنا أستطعت |
Kyle, balonun büyülü atmosferi için çok uğraştığımı biliyorum ama felakete dönüşmezse mutlu olacağım. | Open Subtitles | كايل ، حقيقة، انا أعلم انني صنعت صفقة ضخمة بخصوص كل سحر الحفلة لكني سأكون سعيدة لو لن تصبح كارثه ضخمه |
Bu seneyi tamamlarsa, mutlu olacağım. | Open Subtitles | أنا فقط سأكون سعيدة إذا جعلتها تمر هذه السنة الدراسية |
Bu iki yerden biri eğlenceli olduğu sürece mutlu olacağım. | Open Subtitles | طالما أحد المكانين مليء بالمرح سأكون سعيدة |
Onu yakalayacağız ve yeterince mutlu olacağım. | Open Subtitles | هذا غير ممكن لو أمسكناه, سأكون سعيدا بما فيه الكفايه |
Eğer orada hiç bir şey yoksa, mutlu olacağım. | Open Subtitles | اذا كان لا يوجد شئ هنا, عندها سأكون سعيدا |
İçeri girip de başarılı iki düzine insan görünce mutlu olacağım. | Open Subtitles | عندما ادخل وأرى دزينة من الأشخاص يخفضو الساعة الزمنية الى 6 سأكون سعيدا بذلك |
Ve belkide bu açıda çok fazla bilgi var,... ...Size onları farklı şekillerde sunmaktan mutlu olacağım. | TED | وربما، لنضع الأمور في نصابها: هناك الكثير من البيانات عن ذلك، سأكون سعيداً بإعطائكم إياها بأشكال مختلفة. |
Güzel. Çünkü burasını son defa görmekten mutlu olacağım. | Open Subtitles | جيد ، سأكون سعيداً ألا أرى هذا المكان مرى أخرى |
Ve bu mükemmel göğüslerini yuvarlak hissettiğim sürece, ...ben mutlu olacağım. | Open Subtitles | وطالما يمكن أن أجد هذه الصدور المثالية سأكون سعيد |
Bu bıyığı görünce mutlu olacağım kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Beni buradan çıkartmalısın. | Open Subtitles | لم احسب ابدا انني سأسعد برؤية هذا الشارب لابد ان تخرجني من هنا |
"Elden geldiğince çabuk bir şekilde size Barton Köyünde bir ev sunmaktan mutlu olacağım." | Open Subtitles | سأكون مسروراً أن أعطيكم منزلاً في كوخ بارتون عند ـــ |
Bu iş bittiğinde sadece mutlu olacağım. | Open Subtitles | سأكون مسرورة عندما ينتهي الأمر |
mutlu olacağım. | Open Subtitles | سأعيش بسعادة! |
- Senden daha mutlu olacağım sanırım. Ama bizi ziyarete gelmelisin. | Open Subtitles | أعتقد أنني سأكون سعيدةً أكثر منك لكن عليك أن تأتي لزيارتنا |
Sizin çalıştığınız sanatçıyı getirmekten mutlu olacağım. | Open Subtitles | سيسعدني أن أحضر الرسام الذي كان معك بالأمس |
Bu yüzden ne kadar çabuk sevişmeye başlarsak o kadar çok mutlu olacağım. | Open Subtitles | ولهذا، فكلما أسرعنا... . كلما أسرعنا في بدء ممارسة الحب، سأكون أسعد بهذا. |