Yakalanmaktan kurtuldu ama elinde bulundurduğu nükleer silahı ele geçirdik. | Open Subtitles | لقد تجنب الأسر , لكننا تمكنا من إسترجاع سلاح نووي بحوزته |
Milyonlarca insanı öldürecek nükleer silahı atmadan önce. | Open Subtitles | قبل إطلاق سلاح نووي إن الملايين سوف تقتل الناس |
Sanki dünyanın geri kalanına, nükleer silahı olanlara istediğini yaptırabileceğini sanıyor. | Open Subtitles | والتي تحصل.. والتي تحصل على الأسلحة النووية |
nükleer silahı almak ve savaş başlatmak. | Open Subtitles | يريدون أخذ الأسلحة النووية وإثارة حرب |
Hassan SD-6'dan o nükleer silahı aldığında, sen Hassan'ın üssüne girdin. | Open Subtitles | عنما اشترى حسن السلاح النووى وأنتى سرقتى الجزء الرئيسى فيه. |
Farkındayım. Şu an o nükleer silahı durdurmak için en iyi şansımızsınız, işinizi yapmanızı öneririm. | Open Subtitles | افضل فرصة لدينا الان هو اعتراض السلاح النووى |
Ama şu anda biri altı nükleer silahı ateşleyebilir. | Open Subtitles | إنّ الشيء، شخص ما عنده القدرة الآن للتفجير ستّة أسلحة نووية |
Bir nükleer silahı arsenikle birleştirirsen, eline tuz bombası geçer. | Open Subtitles | "عندما تضيف سلاح نووي مع "زرنيخ ...تحصل على |
Solomon ve adamlarının nükleer silahı bulundurmak için onları radyasyondan koruyacak bir şeye ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | للسيطرة على سلاح نووي فـ(سولومون) ورجاله سيحتاجون إلى شيء ما ليحموا أنفسهم به من الإشعاع |
Türkiye'deki İncirlik Hava Üssü'nde Amerikan nükleer silahı kalmayacak. | Open Subtitles | إزالة جميع الأسلحة النووية الأمريكية "من قاعدة انجرليك الجوية في "تركيا |
Bunlardan, yedi tanesinin nükleer silahı var. | TED | من تلك، سبعة منها لديها أسلحة نووية. |
İlgi çekici Sayın Başkan ama Polonya ve Slovakya'nın kendi nükleer silahı yok. | Open Subtitles | إنه أمر مغري يا سيدي الرئيس (لكن (بولندا) و (سلوفكيا لا يحوزان أي أسلحة نووية |