"nadir rastlanan" - Traduction Turc en Arabe

    • نادرة
        
    • نادر في
        
    • أندر
        
    Batı Afrika'ya özgü nadir rastlanan ve geceleri açan bir çiçek türü. Open Subtitles إنها نادرة, تُزهْرُ ليلاً, وتوجد فى أجزاء من غرب إفريقيا.
    Batı Afrika'da nadir rastlanan bir bitki türüne aitmiş. Open Subtitles إنها فصيلة نادرة لنبات يوجد فى غرب إفريقيا فقط.
    Çin'deki mağara balıkları dünyanın en nadir rastlanan balık türlerindendir. Open Subtitles لربما تحتوي الصين على أنواع نادرة من أسماك الكهوف أكثر من أي مكان أخر على الكرة الأرضية
    Bu ne kadar nadir rastlanan bir şey, biliyor musun? Open Subtitles أتعرف أن هذه نادرة بين مليون ونصف من الاولاد
    Pek çok alanda nadir rastlanan bir yeteneğin var ama ayak oyunları bunlardan biri değil. Open Subtitles أنت موهوب بشكل نادر في عدة أشياء لكن سياسة المكتب ليست إحداها
    Biraz özveriyle en nadir rastlanan türler bile tükenmekten kurtulabilirler. Open Subtitles و بتقديم القليل من المساعدة حتى أندر المخلوقات بإمكانها العودة للحياة
    Kan Bükme'nin çok nadir rastlanan bir yetenek olduğunu ve sadece dolunay sırasında yapılabildiğini hatırlatırım. Open Subtitles أنا أذكّر المجلس بأن قدرة الدماء خارقة وموهبة نادرة ويمكن تأديتها فقط أثناء اكتمال القمر
    Oysa senden iyi bir doktor olurdu. nadir rastlanan bir yeteneğin vardı. Open Subtitles كنت لتصبح طبيباً جيداً كنت تُظهر موهبة نادرة لذلك
    Yabani nötrinoyu takip etmek, nadir rastlanan sporlardan biridir. Open Subtitles هي أكثر رياضة نادرة الأطوال التي نأخذها في تقصيهم
    Sözünün erisin ki bu harekette oldukça nadir rastlanan bir şey. Open Subtitles أنت رجل تفي بوعودك و هذه سيماء نادرة في الحركة
    Sadece bir yukarı, bir aşağı. Çok nadir rastlanan cinsten. Open Subtitles ضئيلة بالواقع، طابقان فقط، إنها نادرة
    Aslında kulağa öyle gelse de, pek nadir rastlanan bir şey değil. Open Subtitles في الواقع هي ليست نادرة كما تبدو
    Yenilikçi ve nadir rastlanan bir tür. Open Subtitles إنها من نوعية نادرة إنها مبدعة
    Burada oldukça nadir rastlanan bir tür var. Open Subtitles سلالة نادرة جداً عِنْدَكَ هنا
    Bu rahatsızlık nadir rastlanan bir şey değil. Open Subtitles الآن هذه الحالة ليست نادرة
    Böyle eller nadir rastlanan bir Tanrı vergisidir. Open Subtitles يدان متميّزتان هكذا (بمثابة هديّة نادرة (إيرل
    nadir rastlanan yaratıkları barındıran yağmur ormanları. Open Subtitles غابات بخارية تؤي كائنات نادرة
    Bu nadir rastlanan bir ziyaret. Open Subtitles هذه زيارة نادرة
    Ayrıca ikinizin de çok nadir rastlanan bir kan grubunuz var. Open Subtitles وكلاكما تتشاركان... فصيلة دم نادرة جدًا
    nadir rastlanan bir kan bozukluğu var. Yani... bizim için günaha girme olmayacak. Open Subtitles لديها مرض نادر في الدم لذا فهي لاتشكل أي إغراء لنا
    Paleontolog Jim Gehling, bana Dünya'nın en eski ve en nadir rastlanan fosillerinden bazılarını gösterecek. Open Subtitles عالم الإحاثة "جيم غيلنغ" يأخذني لرؤية بعضاً من أندر وأقدم الأحافير في العالم،

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus