2015'te, Başkan Obama, Kenya'yı ziyaret etti ve Nairobi'deki belediye binasındaki yemekte akşamın eğlencesi olma zevkine erdik. | TED | في عام 2015، جاء الرئيس أوباما إلى كينيا، وكان لنا شرف أداء الفقرة الترفيهية خلال العشاء الرئاسي الذي حدث في نيروبي. |
Evet, burası Kibera, Nairobi’deki en büyük gecekondu bölgesi. | TED | فهذه كيبيرا، أكبر مجتمع عشوائي في نيروبي. |
Dünya Bankası'nın Nairobi'deki Doğu Afrika ofisinde müdür olarak çalışıyordum. | TED | كنت أعمل كمدير لفرع البنك الدولي في نيروبي في شرق أفريقيا. |
Nairobi'deki aynı yoksul mahallede, genç bir iş kadınıyla tanıştım. Evinin dışında sırt çantaları yapıyordu. | TED | في نفس الحي الفقير في نيروبي, قابلت سيدة اعمال صغيره , وكانت تصنع حقيبة ظهر خارج المنزل . |
Nairobi'deki Yahudi topluluğu göç etmen için gerekli ücreti ödeyecek. | Open Subtitles | بالأسبوع الماضي، وافقت المنظمة اليهودية في نيروبي... |
öldürülsek bile." Yeterli kelimeler yok al Shabaab teröristlerini kınamak için Nairobi'deki Westgate Alışveriş Merkezine | TED | ليست هناك كلمات مناسبة لاستنكار ما فعلته مجموعة الشباب الإرهابية التي هاجمت مجمع"ويست جيت" التجاري في نيروبي في نفس اليوم الذي كانت تقام فيه مسابقة طبخ للأطفال في سبتمبر عام 2013. |
- Nairobi'deki bir sanatoryumda. | Open Subtitles | "اعتقد انه في "نيروبي |
Nairobi'deki Aogakan Hastanesi'nde. | Open Subtitles | في مشفى (أوغاكان) في (نيروبي). |