| Dinle, nasıl gözüktüğünü biliyorum, tamam mı? | Open Subtitles | اسمع، أعرف كيف يبدو هذا، و لكن لا علاقة لنا بالأمر، حسناً؟ |
| Ölümün nasıl gözüktüğünü çok iyi bilirim, ve o sana kesinlikle benzemiyor. | Open Subtitles | أنا أعلم كيف يبدو الموت، وهي لا تُبشهكِ. |
| nasıl gözüktüğünü biliyorum ama ahlâki bir sorumluluğum var. | Open Subtitles | أعلم كيف يبدو الأمر لكن عليّ واجب أخلاقي |
| -Evet. Birisi birini tanıdığı zaman nasıl gözüktüğünü bilirim. | Open Subtitles | -أجل، أعرف كيف يبدو عندما شخص ما يعرف شخص ما. |
| Hegeman'a ve diğerlerine bu durumun nasıl gözüktüğünü bir düşün. | Open Subtitles | انظر بخصوص كيف يبدو هذا (بالنسبة لـ (هيجمان للبقية منهم |
| nasıl gözüktüğünü biliyorum. Çıldırmış olmalıydı. | Open Subtitles | أعلم كيف يبدو الأمر المفروض أن يفزع |
| Darth Vader'ın kostümü çıkardığında nasıl gözüktüğünü biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمين كيف يبدو شخصية "دارث فيدر" داخل بذلته؟ |
| Kalbinde bunun nasıl gözüktüğünü biliyorsun tetiği çektiğimde neyin olacağını. | Open Subtitles | أنت تعرف عن ظهر قلب كيف يبدو هذا... ماذا سيحدث حين اضغط على الزناد |
| Onu görmek istedim nasıl gözüktüğünü görmek istedim. | Open Subtitles | لأني أردتُ أن أراه لأرى كيف يبدو |
| dediler. Mürekkeplerin nasıl gözüktüğünü size göstereyim. | TED | سأريكم كيف يبدو الحبر. |
| Bunun nasıl gözüktüğünü biliyorum tamam mı? | Open Subtitles | أنا أعرف كيف يبدو ذلك |
| nasıl gözüktüğünü göstereyim. | Open Subtitles | سأريكم كيف يبدو ذلك |
| Çünkü nasıl gözüktüğünü biliyorum. | Open Subtitles | بل لأني أعلم كيف يبدو الأمر |
| Bak, nasıl gözüktüğünü biliyorum. | Open Subtitles | انظروا، أعرف كيف يبدو |
| Bunun nasıl gözüktüğünü söylememe gerek yok Ethan. | Open Subtitles | ليس علي أن أخبرك كيف يبدو هذا (إيثان)؟ |