İğnelerden ne kadar nefret ettiğini biliyorum. Dinle, yeni emirlerim var. | Open Subtitles | أنا أعلم كم تكره الأبر أسمع , أوامر جديدة |
Senin hasta insanların arasında olmaktan ne kadar nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم كم تكره التواجد جوار المرضى |
Evet, ne kadar nefret ettiğini biliyorum bu a- şıkkı, talepkar orospu evladından. | Open Subtitles | نعم، أعرف كم تكره مجموعة الأصدقاء المقربين ، و الحمقى المطلوبين |
Öyleyse ikimiz de, hayatta olduğum için sevinmeliyiz, çünkü insanların önünde konuşmaktan ne kadar nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | حسناً، لنكون سعيدين لأنني على قيد الحياة لأنني أعرف كم تكره إلقاء الخطابات |
Seni görmek güzel derdim ama sahtekarlıktan ne kadar nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | ولكنّي أعلم كم تكرهين النفاق يبدو أن أبنكَ سيأخذ حفيدتي |
Bunu yapmaktan ne kadar nefret ettiğini biliyorum Louis. | Open Subtitles | اعلم كم تكره هذا (لويس) |
İyilik borçlu olmaktan ne kadar nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم كم تكره أن تكون مُدان لأحد بمعروف |
Herhangi bir iddiayı kaçırmaktan ne kadar nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم كم تكره ان تفقد جدالا |
Çok güzel bu. Hokeyden ne kadar nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | -هذا جميل، فأنا أعلم كم تكره الهوكي |
Bu konuyu insanların önünde konuşmaktan ne kadar nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف كم تكره الحديث حول الأمر أمام النّاس. |
Bundan ne kadar nefret ettiğini biliyorum, Booth. | Open Subtitles | أعرف كم تكره هذا يا بوث |
Lex'ten ne kadar nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | (أعرف كم تكره (ليكس |
Ayrıca, dışarda olmaktan ne kadar nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | وبالإضافة, أعلم كم تكرهين التواجد في الخارج |
Bunu yapmaktan ne kadar nefret ettiğini biliyorum Louis. | Open Subtitles | اعلم كم تكره هذا (لويس) |