Hayır ve, kendi ağırlığını taşıyamayan küçük kusmuk görünümlülerden daha çok nefret ettiğim tek şey insanların benim ağzımdan konuşmalarıdır. | Open Subtitles | لا، وبما أنه الشيء الوحيد الذي أكرهه أكثر من.. من الكسالى الذين لا يقومون بواجباتهم هو أن يتقوّل الناس عليّ |
Tara'dan daha çok nefret ettiğim tek şey o! | Open Subtitles | وأكره سكارليت، إنها الشيء الوحيد الذي أكرهه أكثر من تارا |
İşin iyi yanıysa, başka bir polisin peşinde olmaktan daha çok nefret ettiğim tek şey kötü bir polistir. | Open Subtitles | الشيء الجيّد هو، الشيء الوحيد الذي أكرهه أكثر من شُرطي يُلاحق شُرطي آخَر هو الشُرطي السيء. |
Bu küçük seksi fingirdek yer hakkında nefret ettiğim tek şey, şey, bugün kapalı olması. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أبغضه في هذه الحانة المثيرة هي أنها مغلقة اليوم |
Kalplerden daha fazla nefret ettiğim tek şey fırfırlı ya da pembe nesneler. | Open Subtitles | أكثر شيء أكرهه من القلوب أيّ شئ مزخرف أو وردي |
Şu an senden çok nefret ettiğim tek şey o kitap! | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أكرهه أكثر ! منك حاليًا هو هذا الكتاب |
İçi boş sorulardan daha çok nefret ettiğim tek şey aptalca içi boş sorulardır. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أكرهه أكثر من الأسئلة البلاغية... هي الأسئلة البلاغية الغبية. |
İzinsiz girenlerden daha çok nefret ettiğim tek şey bir Earp'tür. | Open Subtitles | أتعلمون , الشيء الوحيد الذي أبغضه أكثر من المُعتدين |
hatta birkaç muhabirle bile aram iyi. Ama nefret ettiğim tek şey amatörlerdir. | Open Subtitles | لكن أكثر شيء أكرهه |