En belirgin etkileri, kuru nesnelerin ıslak sanılması ve yüzeylerin nefes aldığı hissi. | TED | تشمل أهم أعراضها الجانبية الإحساس بأن كل الأشياء الجافة رطبة وأن الأسطح تتنفس. |
Bu nesnelerin üzerindeki yazıların içeriğini merak ediyor olabilirsiniz. | TED | ربما كنت تتساءل ما هي هذه الأشياء التي تحتوي تكون في الصناديق من حيث النص يمكنا ان نتوقع |
nesnelerin interneti 2020 yılı için tahmin edilen 25-30 milyar cihaz bağlantısıyla hiper bağlantı çağının müjdesini vermektedir. | TED | تكنولوجيا أنترنيت الأشياء تنذر بقدوم عصر جديد للتواصل بامتياز بـ 25 إلى 30 مليار جهاز متصل بحلول عام 2020. |
nesnelerin geçmişini öğrenebildiğim kadarıyla toparladım. | Open Subtitles | لقد جمعت تاريخ الأغراض على قدر ما أستطعت |
Bazıları Tanrı'nın öldüğüne ve bütün bu nesnelerin onun cesedine ait parçalar olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | البعض يظن أن الرب لم يعد موجود وكل هذة الأغراض هى بقاياه البعض يرى أن هذا هراء |
Organizmaların moleküler yapısını çalışmak, ...el yapımı sanat işleri, büyük nesnelerin içini görmek. | Open Subtitles | دراسة التركيب الجزيئي للكائنات الحية تحديد عمر التحف الأثرية و إختراق الأجسام الكبيرة |
Aslında, yıllar boyunca zihnimde bu nesnelerin nasıl görüneceği biliyordum. | TED | في الواقع، كنت أعرف ما قد تبدو هذه الأشياء في ذهني لسنوات عديدة. |
Bunların tamamı karmaşıklık mimarisinden ya da nesnelerin bağlanış modelinden gelir. | TED | وكل هذا يأتي من الهندسة المعمارية لمعقدات الامور، أو أنماط التي تصف كيف ترتبط الأشياء. |
Şimdi, Bill McDonough'ın vurguladığı gibi, şu an satın aldığımız ve kullandığımız nesnelerin gizli sonuçları var. | TED | حتى الآن، كما أشار بيل مكدونه، فإن الأشياء التي نشتريها لها تبعات خفية. |
nesnelerin teknolojisinden bahsetmiyorum, ne kadar önemli olsa da. | TED | انا لا أتحدث عن تكنولوجية الأشياء ، رغما عن أهمية ذلك. |
Göze yakın nesnelerin tüm, yoğun renkleri var. | TED | الأشياء القريبة الى العين تتمتع بكامل ألوانها الغنية |
Bunlar kendi başlarına Kenya'da taşınabilir göz muayene seti olarak nesnelerin İnterneti teknolojisi geliştiren bir grup doktor ve tasarımcı. | TED | وهي مجموعة من الأطباء والمصممين في كينيا، ممن طوروا تكنولوجيا إنترنت الأشياء الخاصة بهم، كعلبة الفحص العينية المحمولة. |
nesnelerin inşa edilmek yerine yetiştirildiği bir dünya. | TED | وحيث سننتقل من الأشياء المبنية إلى تلك النامية. |
Bu nesneler çok hızlı döndükleri için, düşündük ki acaba, bu nesnelerin fiziğinden faydalanarak santrifüj yapabilir miyiz? | TED | لأن هذه الأشياء تدور، تساءلنا، هل يمكننا استخدام فيزياء هذه الأشياء لنكون قادرين على بناء أجهزة الطرد المركزي؟ |
nesnelerin yüzeyinin altına bakacak kadar meraklı olursak etrafımızdaki dünyanın sonsuz bir ilham kaynağı olduğunu görüyoruz. | TED | كما ترون، العالم من حولنا مصدر إلهام لا محدود، إذا كنا فضوليين لنرى ما يكمن تحت الأشياء. |
nesnelerin geçmişini öğrenebildiğim kadarıyla toparladım. | Open Subtitles | لقد جمعت تاريخ الأغراض على قدر ما أستطعت |
İnsanların ya da nesnelerin pitoresk şekilde gruplandırılmasına istinaden söylenen teatral bir terim. | Open Subtitles | إنّه المصطلح المسرحيّ الذي يشير إلى جمع تصويريّ للناس أو الأغراض |
Rakiplerini Lastik Sakız isimli esnek Nen ile bozguna uğratıyor ve Doku Sürprizi'ni kullanarak... Yarasını deşip içinden iskambil kartları çıkartan tuhaf bir karakter. ...bazı nesnelerin suretini çıkartabiliyor. | Open Subtitles | ويستخدم وشاحًا مُذهلًا لصنع نسخ عن الأغراض الأخرى. |
Aslında, bu nesnelerin bir tekinin bile bize ne anlattığını bilmiyoruz. Bunun nedeni, İndus yazısının çözülememiş olması. | TED | في الواقع، نحن لا نعرف حتى ماذا يقول اي من هذه الأجسام بسبب ان سيناريوا بلاد السند لم يتم فكه شيفرته بعد |
Çıplak gözle göremeyeceğimiz kadar küçük nesnelerin, canlıların, yapıların küçük dünyasını bizlere açtı. | TED | فقد أظهرت لنا الأجسام والحياة والتركيبات الدقيقة والتي من الصعوبة بمكان النظر إليها بالعين المجردة |
nesnelerin resimleri. Videolar, antikalar. | Open Subtitles | صور للأغراض فيديو، منتجات |
Şimdi yakalamaya çalıştığım, nesnelerin duygusal işlevleri. | TED | وما احاول الوصول اليه الان هو مفهوم الغاية العاطفية للأشياء |