| Kablolu yayın izleyebilir oyun oynayabilir Youtube'da takılabilir ya da Netflix izleyebilirsin. | TED | يمكنك مشاهدة التلفاز،يمكنك أن تلعب الألعاب الإلكترونية،مشاهدة اليويتوب، أو يمكنك مشاهدة نيتفليكس. |
| 'Pragmatik Kaos' diğer Netflix algoritmaları gibi aynı şeyi yapmaya çalışıyor. | TED | والخوارزمية تلك هي مثل خوارزميات نيتفليكس Netflix وهدفها مهمة واحدة فقط |
| Eğer "Netflix Kültür Sunumu"nu Google'da aratırsanız, çalışanlarınız için şaşırtıcı bir çok öğüdün listesine ulaşırsınız. | TED | ولوقمت بالبحث عن منصة نيتفليكس على جوجل، سترى تلك القائمة المفاجئة تمامًا التي تلوم موظفيك، |
| Netflix'in akıllı algoritmalarını yaparken çok değişik bakış açılarından yararlandın. | TED | لقد قمت بإتخاذ الكتير من الواقف المُفاجئة تجاه بناء حلول حسابية ذكية في نيتفليكس. |
| Bence Netflix'in bu kadar başarılı olmasının sebebi, veriyi ve beyni süreçte olması gerektiği yerde kullanmaları. | TED | وهذا ما يجعلني أعتقد أن نيتفليكس كانت ناجحة جداً، لأنهم استخدموا البيانات مع الأدمغة في المكان المناسب من العملية. |
| Sanırım artık Netflix alma zamanı geldi. | Open Subtitles | أتعلم، ربما يبدو وقتًا مناسبًا ''للاشتراك بقناة ''نيتفليكس. |
| Spinderella, dostunun Netflix izleme listesini silmezdi! | Open Subtitles | سبينديرلا لن تخترق ترتيب حساب أخ في نيتفليكس |
| Bir kasa Dr Pepper'le Netflix hesabıma erişime ne dersiniz? | Open Subtitles | ثم ماذا عن قضية الدكتور بيبر والوصول إلى حسابي نيتفليكس ؟ |
| Ona şu Netflix üyeliğini almamalıydım. | Open Subtitles | لم يكن من المفترض أن أدعه يحصل على أشتراك في شبكة نيتفليكس |
| Sana Netflix şifremi vermemem gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | أنا أعرف أنني لا ينبغي أن تعطى لكم يا نيتفليكس كلمة المرور. |
| demek için. (Kahkaha) Ve Amazon'da olduğu gibi Netflix'te de öyle. | TED | (ضحك) وكما الامر في آمازون .. كذلك هو في نيتفليكس Netflix |
| Netflix yıllar boyunca birkaç değişik algoritmalardan geçmiştir. | TED | ف نيتفليكس Netflix قامت باستخدام العديد من الخوارزميات عبر السنين |
| Diğer bütün Netflix algoritmaları gibi, 'Pragmatik Kaos' da sonunda kiralanan filmlerin yüzde 60'ını belirliyor. | TED | كمعظم خوارزميات نيتفليكس Netflix تحدد في نهاية الامر 60% من سوق الأفلام التي يتم إستئجارها |
| Yanlış sinyaller aldıysak, Netflix sinyalleri diyelim, kas yerine yağ hücresi edinmiş oluyoruz. | TED | إذا حصلنا على الإشارات الخاطئة، لنفترض أنها إشارات "نيتفليكس"، نحصل على خلايا دهنية بدلًا من العضلات. |
| Toplantıdaki diğer adamın, Netflix'in CEO'su Reed Hastings olduğu ortaya çıktı. | TED | لكنّ الشخص الآخر في اللقاء، تبيّن أنه كان "ريد هاستينغز"، الرئيس التنفيذي لـ "نيتفليكس". |
| Bakalım, yüzde on indirimli Netflix üyeliği, | Open Subtitles | دعنا نرى خصم 10% على عضوية موقع نيتفليكس |
| Ben de izlemedim. Netflix altı ay önce yolladı. | Open Subtitles | -نعم أنا أيضا,لقد شاهدته قليلاً "نيتفليكس" على موقع |
| Netflix'den harika filmler aldık güzel yiyeceklerimiz de var. | Open Subtitles | لدينا اشتراك "نيتفليكس" الرائع وبعض الطعام الرائع |
| Netflix'de "hapishaneden kaçış" kanalına aboneyim. | Open Subtitles | لديّ حساب على "نيتفليكس" حيث كلمة البحث الأساسية هي "الهرب من السجن" |
| Ve daha geçen gün Netflix'den kelimesi kelimesine "Seni özledik." diyen bir mail aldın. | Open Subtitles | A-وأنت فقط حصلت على البريد الإلكتروني من نيتفليكس في اليوم الآخر أن قال حرفيا، "نحن نفتقدك". |