nişanlısına gey olduğunu söyleyemiyor. Hamile olduğunu nasıl söyleyecek? | Open Subtitles | لا يمكنه إخبار خطيبته بأنّه شاذ، فكيف سيخبرها بأنّه حامل؟ |
Eğer bir daha beni oğluma, nişanlısına ya da ailemden herhangi birine zarar vermekle tehdit edersen bu yıkımı başlatırım. | Open Subtitles | إن هدّدت بإيذاء ابني أو خطيبته أو أي فرد من عائلتي ثانيةً، سأضغط الزناد. |
Şapşallar! Siz ne cüretle onun nişanlısına sataşırsınız? | Open Subtitles | ايها الاغبياء كيف تجرئون على مضايقه خطيبته |
Babamın nişanlısına düğün öncesi partisinde yardım etmeyi kabul ettim. | Open Subtitles | لقد وافقت على مُساعدة خطيبة والدي بعرض زفافها |
Ya uçuştan önce bir vasiyet hazırlayıp tüm servetini nişanlısına bıraktıysa? | Open Subtitles | و الآن لفترض يا "هستنغز" , أن "مايكل سيتون" قام بوضع وصية قبل بدأ رحلته و أنه ترك كل ما يملك لخطيبته |
nişanlısına gıcık oluyorum gerçi ama aksiyonu izlerken bir şey demiyor en azından. | Open Subtitles | اعني, ان خطيبها احمق نوعاً ما لاكن على لأقل جعلني اشاهده وهو يلقي الخراطيم |
Patronuma aşık olmamalıyım biliyorum ve zaten değilim ama beni nişanlısına karşı savundu! | Open Subtitles | وانا اعلم انه لم يجب علي فعلها مع رئيسي ولكنه دافع عني امام خطيبته |
Küçük nişanlısına terapisti oynamamı istiyor. | Open Subtitles | يريدني أن ألعب دور الطبيب النفسي على خطيبته الصغيره! |
ve kimsenin onu görmesine izin vermediler. Bana, nişanlısına bile! | Open Subtitles | و لم يدعوني حتى أراه أنا خطيبته |
T.K. de mahrem yerinden yaralandı, ki bu yüzden nişanlısına fahişelere gitmek konusunda yalan söylüyor. | Open Subtitles | و "تي كي " أصيب بعضو خاص لذا هو يكذبُ على خطيبته بأنه يذهبُ للعاهرات |
Bir ay önce, bunun nişanlısına şiirler yazıyordun. | Open Subtitles | قبل شهر، كنت َ تكتب قصائد في خطيبته |
Mikel nişanlısına aşık ve evlenecekler. | Open Subtitles | مايكل يحب خطيبته وسيتزوجها قريباً |
Jill, eski kocası ve hamile nişanlısına rastlamış. | Open Subtitles | جيل " ارتبط بصديقته السابقة" مع خطيبته الحامل |
Jo Goon'umuz nişanlısına karşı bile gayet soğuk ve kaba. | Open Subtitles | السيد بارد ووقح حتى مع خطيبته |
Ve onun bir milyoner olmasını Seattle'da tam 3 yıl bekleyen günden güne sararıp solan George'un nişanlısına. | Open Subtitles | وهذه خطيبته التى كانت تحوم فى "(سياتل)" لثلاث سنوات تنتظر منه أن يصبح مليونيرا "جينى لامونت))"! |
Angie'i ilk tanıştığımda görmüştüm, Dotcom'ın Grizz'in nişanlısına baktığı ilk seferde görmüştüm. | Open Subtitles | رأيته عندما قابلت انجي ,رأيته لأول مرة عندما وقعت عيني على خطيبة "جريز" على الأنترنت |
Ben asla birinin nişanlısına yan gözle bakmam. | Open Subtitles | أنا لن أقوم أبداً بمغازلة خطيبة رجل آخر |
En iyi arkadaşımın nişanlısına karşı kişilik bunalımı yaşıyor. | Open Subtitles | مسبباً ازمة مع خطيبة اعز اصدقائى |
Ya uçuştan önce bir vasiyet hazırlayıp tüm servetini nişanlısına bıraktıysa? | Open Subtitles | و الآن لفترض يا "هستنغز" , أن "مايكل سيتون" قام بوضع وصية قبل بدأ رحلته و أنه ترك كل ما يملك لخطيبته |
Görünüşe göre "kahraman" Max Felder yaptığı kahramanlığı böbürlenerek nişanlısına anlatmış. | Open Subtitles | اتضح أن ماكس فيلدر المقدام كان يتباهى بأعماله البطولية لخطيبته ... ثم قام الجبان بالاختباء مع عائلته |
Maalesef, şimdi eski nişanlısına dadanıyor. Ve yeni kocası Jack'e. | Open Subtitles | وللأسف إنتقل لخطيبته السابقة وزوجها الجديد (جاك) |
O kasabaya bana, nişanlısına destek olmaya geldi. O adam kaçıran biri değil. | Open Subtitles | جاءت إلى البلدة لتدعمني أنا خطيبها و هي ليست خاطفة |