Paramız bizi Nice'e bile götürmez. Bu Peugeot'dan da kurtulsak iyi olur. | Open Subtitles | لن توصلنا أموالنا إلى نيس يجدر بنا التخلص من البيجو |
Nice'e olan yolculuğumu iptal ettim, böylece eve gelip sana arkadaşlık edecektim. | Open Subtitles | الغيت رحلتي إلى نيس حتى أتمكن العودة الى أرض الوطن والحفاظ على الشركة لك. |
Nice'e gidebiliriz dedi ve Fransız Rivierası'na da. | Open Subtitles | وقال يمكن أن نذهب إلى نيس. والساحل الفرنسي |
Duvarın ötesinden Nice'e kadar çene çalarsınız. | Open Subtitles | يمكنكم انتم الأثنين ان تتسليا عبر الجدار طول الطريق الى نيس |
Nice'e gideceğini biliyor muydunuz? | Open Subtitles | لقد قررت الذهاب الى نيس ,اتعرف هذا ؟ |
Paris'ten, Nice'e uçakla gittim. | Open Subtitles | لقد أخذت الطائرة من باريس الى نيس |
Nice'e gidince, kaçıp benimle birlikte olmanın bir yolunu bulmalısın. | Open Subtitles | فى نيس ,لابد ان تجدى العذر لتهربى وتكونى معى |
Nice'e yolculuğumuz yedi saat otuz dakika sürecektir. | Open Subtitles | "الرحلة إلى "نيس" ستستغرق سبع ساعات ونصف" |
Hedef Vieux Nice'e doğru gidiyor. | Open Subtitles | الهدف يتجه إلى نيس القديمة |
Yaptırmış olmalı. Çantayı yaptırmış olmalı. Paris'te, biz Nice'e gitmeden önce. | Open Subtitles | فى باريس قبل الذهاب إلى نيس |
Nice'e tayini çıktı. | Open Subtitles | لا ,لقد أنتقل إلى نيس |
Salı günü Sanremo'dan Nice'e geçebiliriz. | Open Subtitles | سنغادر يوم الثلاثاء (سان ريمو) إلى (نيس) |
Aç şunu, Nice'e gidiş biletleri var. | Open Subtitles | إفتحه ، إنها تذاكر إلى "نيس" |
Nice'e geri dönmek istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان اعود الى نيس. |
Nice'e onun için uçtunuz. | Open Subtitles | لهذا سافرت بالطائرة الى نيس |
Nice'e gitmek için trene biner... | Open Subtitles | اخذ القطار متجهاً الى (نيس). |
Nice'e e varmış bulunmaktayız. | Open Subtitles | (لقد وصلتم الى (نيس |
Hep Nice'e gelip bizi görürsün diye umut ederdim ama Surrey'de çok meşguldün herhâlde, onu anlayabiliyorum. | Open Subtitles | كنا نعيش على أمل اننا ربما نراك فى نيس ولكننا نتفهم انك كنت مشغولة جدا فى سورى |