"nimet" - Traduction Turc en Arabe

    • نعمة
        
    • بركة
        
    • هبة
        
    • النعم
        
    • لنعمة
        
    • نعمه
        
    • كبركة
        
    Bu yüzden gariptir ki, hayatta en kötü şeyler bile bir nimet olabiliyor. Open Subtitles لذا ، بطريقة غريبة حتى أحلك الأشياء في الحياة يمكن أن تكون نعمة
    Bu zulüm de bir nimet oldu, çünkü oğlum hakkında gerçekten nasıl hissettiğimi görmeliydin, onu sevmeyi hiç bırakmadım. Open Subtitles كانت تلك القسوة أيضا نعمة, لأنك حصلت على رؤية كيف أشعر حقا تجاه ابني, لم اتوقف عن حبه ابدا.
    Biliyoruz ki sahneye çıkıp, müzik yapabilmek bir nimet. TED نعرف أن مجيئك إلى منصة الفرقة وعزفك الموسيقى، هو نعمة.
    Fransa için büyük bir nimet olabilir insanlar kitap temin edip okumayı sökerler. Open Subtitles كيف تعرف؟ هو قد يكون بركة عظيمة إلى فرنسا
    Bu aile bir nimet. Open Subtitles مصاهرة مع هذه العائلة هي هبة ربانية, ماركو
    Ama daha fazla nimet aklımı oynatmama neden olacak. Open Subtitles لكني لا أعتقد أنني أستطيع أن آخذ المزيد من .. النعم المزيد من النعم قد تجعلني أفقد عقلي
    Sıcak bir duştan daha zevkli bir şeyin olmadığını söylüyor. Akan suyun her bir damlası duyuları için birer nimet. TED قالت: “لا يوجد شيء أكثر حسيّة من الاستحمام بماء ساخن، فكل قطرة ماء هي نعمة للحواس”.
    Duygusal zeka, karakter gelişimi, sabır, tahammül ve duyarlılık gibi erdemler, bu cihazları, ne kadar gelişkin olursa olsunlar, lanet değil de nimet yapan şeylerdir. TED من اين تحصل الذكاء العاطفي وتطور الشخصيات فضائل الصبر، والرحمة، كما تعلمون، الأشياء التي تتأكد أن هذه الأجهزة، ومع ذلك المتقدمة، تصبح نعمة وليست نقمة؟
    Bazı içe dönük insanlar, dürüst olsalar bu salgının onlar için cennetten gelmiş bir nimet olduğunu söyler. TED فبعض الانطوائيين، إذا كانوا صريحين، قد يقولون أن هذه الجائحة هي نعمة من السماء بالنسبة لهم.
    İnsanoğlu olarak bize, kim olduğumuzu anlama kabiliyeti gibi bir nimet verilmiş, hangi katkıyı yapabiliriz ve ne tür bir hayat sürmek istiyoruz. TED ولكوننا كائنات بشرية، فإننا نملك نعمة القدرة على فهم ذاتنا، وعلى معرفة ما نريد تقديمه ونوع الحياة التي نريد أن نعيشها.
    Tuhaf gelebilir ama meteor yağmurunun bir nimet olduğunu düşünmeye başladım. Open Subtitles قد يبدو هذا غريباً، لكني بدأت أفكر في أن سيل النيازك ذلك عبارة عن نعمة
    Güzel. Çocuklarımızla geçirdiğimiz her vakit bir nimet. Open Subtitles بخير، تعرف كل يوم تقضيه مع الأولاد هو نعمة كبيرة، صحيح؟
    Belki şimdi görmüyorsun ama kardeşinle aynı odada kalmak bir nimet. Open Subtitles قد لا تراه الآن، ولكن العيش مع أخيك نعمة
    Kızımız bir tehdit, nimet değil. Open Subtitles ابنتنا تشكل تهديدا وليست نعمة.
    Çocuklar bir nimet, aynı zamanda, sizin bir parçanız sonsuza dek gitti. Open Subtitles , الأطفال بركة , لكن أيضا جزءا منك ِ الذي يذهب إلى الأبد
    - Gerçek NFL'in hem nimet hem de kurtuluş olduğudur dostum. Open Subtitles الحقيقة أن الرابطة الوطنية مصدر بركة وإنقاذ ياصديقي
    Eğer tanrıların nimet var bir kere, kimse size karşı cesaret edecektir. Open Subtitles بمجرد الانتهاء من بركة الآلهة ، لا أحد يجرؤ معارضة لك.
    Kıkırdak rejenerasyon laboratuarı hastane için büyük bir nimet olur. Open Subtitles مخبر بناء الغضاريف سيكون هبة كبيرة للمستشفى.
    Bence nimet kelimesini kullan zenginlik para olarak anlaşılabilir. Open Subtitles ينبغي أنْ أستخدم "النعم" بدلاً عن ذلك الثروات" تتضمن النقود فحسب"
    Openshaw'ın kayboluşunun artık kafanıza takılmaması politik arzularınız için bir nimet olmalı. Open Subtitles إنها لنعمة بشأن طموحك السياسي أن لا يكون السيد أوبنشو مختفيا عالقا فوق رأسك
    Han Tae Joon'un oğlu olarak doğmanın bir nimet olduğunu bil. Open Subtitles ضع بمعلومك انها نعمه من الله انك قد ولدت كـولد هان تاى جون
    Bu bebekten kutsal bir nimet ve nese dolu bir müjde olarak bahsedecegiz sadece. Open Subtitles لن نتحدث عن هذا الطفل إلا كبركة مقدسة ونذير بالفرح.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus