"nispeten" - Traduction Turc en Arabe

    • نسبياً
        
    • نسبيا
        
    • نسبيًا
        
    • حد ما
        
    • قليلاً
        
    • بالمقارنة
        
    Bu harita toplam büyüklük olarak nispeten küçük ve bu yüzden yine de katlanır harita olarak tutabileceğiniz ya da bir otobüs durağında makul ölçüdeki bir reklam alanında gösterebileceğiniz bir şey. TED الخريطة بشكل عام صغيرة نسبياً ليمكن حملها كخريطة قابلة للطي أو عرضها بحجم معقول في صندوق عرض في محطة الحافلات
    nispeten kısa bir sürede yazıp yayımlayabilmesi mümkün oldu. TED كانت لديه الامكانية للكتابة والنشر في وقت قصير نسبياً
    Çok şanslıyız, çünkü burada güneyde en ilginç maceralar ve inanılmaz deneyimlerle doldurabileceğimz nispeten boş bir kanvasımız olduğu için şanslıyız. TED ونحن محظوظون لأننا في الجنوب، لازلنا ننعم بمجال مفتوح نسبياً يمكننا ملأه بأعجب المغامرات والمشاعر المدهشة.
    Ve standart hata kuşakları da, bu tahminlerin yanında nispeten küçük kalıyor. TED الخطأ المعياري قليل نسبيا بالنسبة للتوقعات
    Evet. nispeten basit alkol molekülleri ile füzel yağı kalıntıları. Open Subtitles أجل، جزيئات كحول بسيط نسبيا مع أثر لزيت الطائرات
    Richard Gizbert: Norveç, medyaya nispeten daha az ilgi duyan bir ülke. TED ريتشارد غيزبرت: النرويج هي الدولة التي تحصل نسبيًا على تغطية إعلامية قليلة.
    İnsan bedeni et ve kemikten ibarettir, ki nispeten yoğunluğu bellidir. TED جسم الإنسان مكون من العظام و اللحم، التي تحتوي على الكثافة نسبياً.
    Ama dermal hücreler nispeten durağan olduklarından, boyanın büyük bölümü, kişinin yaşamı boyunca derinin derinliklerinde kalır. TED لكن بما أن الخلايا الجلدية مستقرة نسبياً فمعظم الحبر سيبقى عميقاً في الجلد طيلة عمر الشخص.
    Bunun bize gösterdiği şey, görünürde çok sayıda ihtimale sahip belirli şekiller, nispeten küçük bir setten de ortaya çıkabilirler. TED يوضح هذا لنا أن بعض الأنماط ذات التوقعات الفلكية ظاهرياً يمكن أن تنشأ من مجموعة صغيرة نسبياً.
    Hepimizi etkileyen önemli kararları nispeten az sayıda insan veriyor. TED قرارات عظيمة تؤثر بنا جميعاً تؤخذ بواسطة عدد قليل جداً نسبياً من الأشخاص.
    Su sıvısının ek bir avantajı var: Şöyle ki; nispeten ısıca sabit, yani ısıda geniş değişimlere karşı molekülleri koruyabileceği anlamına geliyor. TED للماء السائل فائدة إضافيّة وهي أنّه ثابت نسبياً في الحرارة، وهذا يعني أنّ بإمكانه عزل الجزيئات عندما يحصل تحوّلات كبيرة في الحرارة.
    Menisküs gibi nispeten basit yapıları zaten basabiliyoruz. TED وبمقدورنا كذلك طبــاعـة هياكل بسيطة نسبياً مثل تلك الغضاريف.
    İki farklı açıklamanın nasıl olası veya nispeten olası olduğunu bilmek istiyoruz. TED نريد أن نعرف كم هو مرجح، أو نسبياً كم هو مرجح، تفسيران مختلفان.
    Kambur balinalar nispeten verimsiz fakat doğum yaptıkları tropik sularda tabiri caizse, 8 at oruç tutarlar. Open Subtitles تسبح الحيتان مدة قدرها ثمانية أشهر في المياه المتناثرة نسبيا بالمنطقة مدارية حيث يتناسلون
    Patlama, 100 belki de 150 yard çapında bir krater oluşturdu... bu da nispeten zayıf bir bombaya işaret ediyor. Open Subtitles عرض مساحة حفرة الإنفجار يساوي تقريبا 100 وربّما 140 ياردة مما يعنى أداة تفجيرية منخفضة نسبيا
    "...ve kamplarda nispeten güzel ve rahat bir hayat sürüyorduk." Open Subtitles وكانت حياة جيدة ومُريحة نسبيا في المعسكرات
    Bir gamma-ışını patlamasının ne kadar parlak olduğuna dair bir fikir edinmek için güneşimizin parlaklığını bu nispeten sönük led lambasının temsil ettiğini düşünelim. Open Subtitles لقد شاهدتم كيف أن ضوء إنفجار أشعة جاما شيء لا يصدق ويمكننا تمثيل سطوع شمسنا بهذه الإضائه الخافتة نسبيا
    Soğuk kış boyunca maymunlar havanın nispeten sıcak kaldığı mağaranın derinliklerinde konaklarlar. Open Subtitles خلال الشتاء و في البرد القارص تختبئء القردة في أعماق الأرض حينما يكون الهواء دافيء نسبيا
    Yakın zamana kadar nispeten bir şekilde marjinal kalmış bir alan, ama olgunlaştı. TED وهو مجال بقي مهمشًا إلى حد ما حتى عهدٍ قريبٍ نسبيًا لكنه تطور.
    Bir fahişe nispeten çok daha az paraya çok daha fazlasını veren kadındır. Open Subtitles العاهرة ما هي إلا إمرأة تعقد معها صفقة رائعة0 مقابل مال بسيط نسبيًا
    nispeten teknik olarak bazı fizikçiler buna katılmayacaklar. TED هذا تقني قليلاً لن يوافق عليه بعض الفيزيائيين,
    Bu etmen, nispeten daha dar titreştirmeye sahip olan enstrümanların önüne geçen daha detaylı bir ses üretir. TED ما يخلق صوتًا متكاملًا يعلو فوق هديج الآلات الموسيقية الضيق بالمقارنة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus