| O kadarcık çünkü Nolan'ın günlük 18 saati ortalamayı altüst ediyor. Ama bunun değecek bir tecrübe olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | قضاء نولان 18 ساعة يوميا بعيد عن المتوسط لكن أعتقد أن الأمر يستحق التجربة |
| Yüzünde kırmızı el izi görürsen bil ki Nolan'ın. | Open Subtitles | لو رأيت علامة حمراء على وجها قد يكون نولان |
| Nolan'ın da sürekli kafası güzel gezdiğini unutmuştum. | Open Subtitles | وبشكل واضح لم أضع في الحسبان أن نولان مخبول دائما |
| Gerçek Billy Nolan'ın hikayesini bilmek ister misin? | Open Subtitles | هل تريدين أن تعلمي قصة بيلي نولن الحقيقية ؟ |
| O videoda Billy Nolan'ın yakınında olduğu görülen herkese Cumartesi okulda kalma cezası veriyorum. | Open Subtitles | أنا أحتجزت كل من كان بقرب بيلي نولن في ذلك الشريط. في الحجز في يوم السبت |
| Çünkü size Nolan'ın Amanda şehre ilk geldiğinde kapılarını açan ilk kişi olduğunu söylerdim. | Open Subtitles | لأنني كنت سأخبرك بأن نولان هو من فتح أبوابه لأماندا عندما أتت للمدينه لأول مره |
| Gitmediğine göre Nolan'ın kulüp açılışına benimle gelsene. | Open Subtitles | بما أنكِ ستبقين هنا تعالي معي لإعادة إفتتاح نادي نولان لليخون الليله |
| Teknik olarak bu Nolan'ın problemi. | Open Subtitles | من الناحية الفنية، التي سيتم مشكلة نولان. |
| Çünkü Nolan'ın duyguları ile oynuyor ve bunu sadece eğlenmek için ben yaparım. | Open Subtitles | لأن الحصول نولان عملت حتى والقيام شيئا عن ذلك هو كيف لي أن المتعة. |
| Nolan'ın bunları yapabilecek birisi olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | ما رأيت نولان باسم النوع من الرجل الذي يمكن ان نفعل ذلك. |
| Beş katil şehirde elini kolunu sallayarak dolaşır ve çiçekçi bir kız Nolan'ın cesedini pek de derin olmayan mezarında bulur. | Open Subtitles | خمسة القتلة هي فضفاضة في مدينة وفتاة صغيرة قطف الزهور يوم واحد ويخلص الجسم نولان في قبر ضحل. |
| Yaralanmış ve kan kaybediyordu Nolan'ın bunu tek başına başarmasına olanak yoktu. | Open Subtitles | مجروح ,وينزف لم يكن هناك اي وسيله نولان لا يمكنه التنصل من نفسه |
| Ayrıca Nolan'ın onlara doğru geldiğini de söylemeyi unutma. | Open Subtitles | ولا ننسى أن نقول لهم أن نولان يتجه في اتجاهها. |
| Bunların arasında Nolan'ın kurduğu alarm sisteminin bilgisi olmalı. | Open Subtitles | مواصفات نولان على الإنذار لابد بأنه من الأشياء التي حصلت عليها |
| Nolan'ın bizi takip etmediğinden emin olduktan sonra seni serbest bırakacağım. | Open Subtitles | مرة واحدة وأنا مقتنع لم يتبع نولان لنا، وسوف يحررك. |
| Nolan'ın iğnelemelerine rağmen, burada kendime gerçekten de güzel bir hayat kurdum. | Open Subtitles | سخرية نولان لا يمكن تحملها نعم, بنيت الحياة السعيده لنفسي |
| Nolan'ın Başkan Yardımcısı'nı vurduğunu duydum ve Amanda'nın yardımıma ihtiyacı olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | سمعت عن إطلاق نار نولان وكيل الجامعة، وأنا فكّرت أماندا يمكن أن تستعمل مساعدتي. |
| - Aslında içine alçı dökersen Nolan'ın yüzünün mükemmel bir kalıbını elde edersin. | Open Subtitles | في الواقع ان نفختها يمكنك الحصول على قالب مثالي لوجه نولن |
| Peki katil ikinci bir teknedeyse, tam o anda Jeremy Nolan'ın güvertede olacağını nasıl bilebilir? | Open Subtitles | إذاً، إذا كان المطلق من قارب آخر، كيف علموا أنّ -جيرمي نولن) سيكون على سطح القارب في هذا الوقت) |
| Jack Nolan'ın mirasının vasiyetname tasdiki gece yarısı yapılmış. | Open Subtitles | الوصية تغلق عند منتصف الليل على أملاك (جاك نولن). |
| Yüzbaşı Jeremy Nolan'ın cinayet soruşturmasında ki yetkili kişiyi arıyorum. | Open Subtitles | أنا أبحث عن المسؤول عن التحقيق في جريمة قتل الملازم (جيرمي نولن). |