| Bas bilimsel danisman olduguma göre takimin getirdigi... numuneleri incelemem gerek, eger numuneleri kendim toplarsam çok daha etkili olacaktir. | Open Subtitles | , كمستشارك العلمي احتاج الي تحليل عينات , التي سيجلبها الفريق وسيكون الامر اكثر كفاءة اذا قمت باحضار العينات بنفسي |
| Size aslında verilen numuneleri test etmek yerine otoriteleri memnun edecek sonuçlar sunuyorsunuz. | Open Subtitles | والتي تحقق امنيات السلطات بدلا من القيام حقاً بفحص العينات التي تعطى لكِ |
| Bu numuneleri doğuya götürüp satabilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | لذلك أخذت بعض العينات معي إلى الشرق ربما أستطيع بيعة |
| Şimdi, bir pazarlamacıysanız, o halde onları ürün numuneleri ile hedefleyip sosyal gruplara markanızı dağıtmaya çalışabilirsiniz. | TED | الآن، إذا كنت مسوق، ستعمل على استهدافهم من خلال عينات منتجك، محاولا نشر علامتك التجارية الى مجموعاتهم الاجتماعية. |
| Sayın bakanım, yaratıktan alınan numuneleri incelemek üzere birçok uzman getirttik. | Open Subtitles | سيّدتي الوزيرة، لقد أحضرنا أخصّائيين عدّة، ليحلّلوا عيّنات النسيج التي إستخلصناها من الكائن |
| Eski numuneleri saklıyorlar, değil mi? | Open Subtitles | إنّهم يحتفظون بتلكَ العينات القديمة، أليس كذلك؟ |
| Bir hafta önce Amerikan Ordusu onu mutasyona uğratılmış tüm numuneleri imha ettiğini öne sürerek yakaladı. | Open Subtitles | ألقي الجيش الأمريكي القبض عليه قبل أسبوع يدعي أنه دمر كل العينات المتحولة |
| Galliston'dan numuneleri alalı daha 1 saat oluyor. | Open Subtitles | انا حصلت على العينات من جاليستون منذ ساعة مضت |
| İncelemeden sonra laboratuvarda numuneleri değiştiririm. | Open Subtitles | سأقوم بتبديل العينات في المٌختبر بعد الفحص |
| O numuneleri Portland'deki laboratuvara götürmek istiyorsan götürebilirsin. | Open Subtitles | واذا اردتي ايصال تلك العينات بنفسك الى صديقك في مختبر بورتلاند افعلي ذلك الان |
| Bakın, çabanızı takdir ediyorum ama numuneleri batırırsanız kutuyu yüzeye çıkarmadan gemiyi hareket ettirmenize imkân yok. | Open Subtitles | ـ نعم سيدي انظر، أقدّر ذلك لكن إذا أغرقت تلك العينات |
| Sezdim ve her zaman yaptığım gibi numuneleri tam bulduğum yere bıraktım. | Open Subtitles | عند التعامل مع عيناتك ؟ تركت العينات بالضبط حيث وجدتهم |
| Konuştuğumuz sırada en iyi teknisyenlerim numuneleri test etmekte. | Open Subtitles | لدي أفضل المختصين وهم يقومون بتحليل العينات خلال حديثنا هذا |
| Laboratuvardaki numuneleri sınıflandırmak için kullandığımız imza. | Open Subtitles | هذه الأرقام تطابق نفس التتابع الذي نستعمله في تصنيف العينات في مختبراتنا |
| Değerli numuneleri kaybetmediğimize emin olmaya çalışan bizler buradayız. | TED | هؤلاء نحن محاولين التأكد من عدم فقدان عينات ثمينة. |
| Sonunda bazıları yüzey mikropları tarafından kirletilmemiş, el değmemiş derin yüzeyaltı numuneleri toplayabildiler. | TED | وهكذا حصلوا في النهاية على عينات نقية للسطح الخارجي من القاع حيث لم يتلوث بعضها بالميكروبات السطحية. |
| Voodoo rahiplerinin hazırladığı zombi tozundan alınmış numuneleri inceledi. | Open Subtitles | حلّل عدّة عينات الزومبي المسحوق إستعدّ من قبل كهنة الودّونية. |
| Costelloların eşyaları arasında tıbbi hidromorfon numuneleri bulundu. | Open Subtitles | عينات صيدلية من الهايدرومورفون عُثر عليها في ممتلكات آل كاستيللو |
| Toprak numuneleri topluyorum. | Open Subtitles | أجمع عيّنات التربة |
| Toprak numuneleri topluyorum. | Open Subtitles | أجمع عيّنات التربة |
| Buradaki tek tuzlu su senin beyninde. numuneleri inceleyip, rakamları hesapladım. | Open Subtitles | المياه المالحة الوحيدة هنا في عقلكَ فقط، لقد حللتُ العيّنات وأحصيت الحسابات. |