Merdivenlerin büyük bir girişe işaret verdiğini düşünün ve o anın yıldızı olduklarını. | TED | فكّر في كيفية إشارة السلالم إلى مدخل كبير وكان هناك نجم تلك اللحظة. |
Size o anı göstereceğim ve o anın bütün içyüzünü. | TED | سوف اريكم تلك اللحظة و كل المشاهد من تلك اللحظة. |
Oğlu için o anın bir parçası olamamak onu üzmüştü. | Open Subtitles | وشعر بالحزن بأنهُ لم يكن جزءاً من تلك اللحظة لإبنه |
İşte o anın hayatımın sembolik ani olduğunu fark ettim. | TED | أدركت بأن هذه كانت لحظة رمزية في حياتي. |
"Blackbird-Siyah Kuş" şarkısını söylerken... o anın bneim için olduğunu anladım. | Open Subtitles | "Blackbird" مشاهدتك هذا الأسبوع تغني تلك كانت لحظة لي |
Ama o anın heyecanıyla demiştim. | Open Subtitles | لكنها كانت لحظة انفعالية. وخلال الساعات التالية رُحت أفكر في خيارات واحترازات أخرى لاستيضاح أيّة مبررات تعزز خوضنا هذه المغامرة. |
O zamanlar, o anın hayatımın akışını değiştireceğini, yetişkin olmak, kadın olmak ve gerçekten mutlu olmak hakkında bildiğimi sandığım her şeyi değiştireceğini bilmiyordum. | TED | لم أعي ذلك حينها، لكن تلك اللحظة ستغير مجرى حياتي وستستمر في تغيير كل شيء حسبت أنني أعرفه حول كوني بالغة، امرأة وحقاً سعيدة. |
Sadece o anın tüm hayatın boyunca süreceğini umut edersin. | Open Subtitles | تماسك فحسب, آملاً أن تلك اللحظة ستأخذ حياتك كلها. |
o anın benim için çok zor olacağını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأنّ تلك اللحظة ستكون عصيبة بالنسبة لي |
Patlamayı dürbünden izlemiş ve dürbün, o anın dehşetini emmiş. | Open Subtitles | و رأى لحظة الانفجار من خلالها و إمتص المنظار رُعب تلك اللحظة |
o anın bitmesini istemediği için yavaş yavaş nefes aldığı andı. | Open Subtitles | تنامين على كتفها وبالكاد تسمح لنفسها بالتنفس لأنها لاتريد ان تنتهي تلك اللحظة |
o anın gerçekliğini sahnede tekrar canlandırmayı gerçekten çok istiyorum. | Open Subtitles | لذا أنا أتطلع إلى إعادة تلك اللحظة على المسرح |
O an modern fiziğin başladığı andı ve o zamandan bu yana fizik bilimi o anın etkisinden hiç kurtulamadı. | Open Subtitles | الفيزياء لم تتعافي ابدأ منذ تلك اللحظة بمعنى انها بنيت على تلك اللحظة، ذلك حيث الفيزياء الحديثة بدأَت حقاً. |
Hangi anında internete girip, dev bir el aldıysan ölene kadar o anın dışında olmayı yeğlerim. | Open Subtitles | أيا كانت تلك اللحظة التي مررت بها عندما قمت بشراء يد عملاقة على الإنترنت أنا فخورة ببقائي خارجها حتى أموت |
o anın ''evet'' olmasına izin verin. | TED | فليكن ردك في تلك اللحظة "نعم" غير مشروطة. |
Ama o anın heyecanıyla demiştim. | Open Subtitles | لكنها كانت لحظة انفعالية. وخلال الساعات التالية رُحت أفكر في خيارات واحترازات أخرى لاستيضاح أيّة مبررات تعزز خوضنا هذه المغامرة. |