o insanların kızım Kelly'ye yapabileceklerinin korkusuyla yaşadım. | Open Subtitles | أعيش فى خوف من الذى قد يفعله أولئك الناس الى ابنتى,الى كيلى. |
Kasabadaki herkes, yangını onun çıkardığına ve o insanların ölümüne sebep olduğuna emindi. | Open Subtitles | .. كان جميع من في البلدة متأكدين أنه هو الذي أشعل الحريق وقتل أولئك الناس |
o insanların kafası karışmıştı. Onlara yalan söylenmişti. | Open Subtitles | كان أولئك الناس مرتبكون، لقد تمّ خداعهم. |
Sawasaki Atushi'nin varlığı o insanların Kyushu'yu ele geçirmek için kullandıkları bahane. | Open Subtitles | غن وجود ساواساكي اتوشي هي ذريعة اولئك الناس ليستولوا على حي كيوشو |
o insanların hangi yolla size gelip, anlatabileceğini öğrenmek zorundasınız. | TED | عليك أن تعرف كيف تُحضر أولئك الأشخاص ليتحدثوا إليك. |
o insanların hiçbirini tanımıyorum. Bana şarkı söylüyorlar. | Open Subtitles | تباً، لا أعرف أي من هؤلاء الناس إنهم يعيدون غناها عليّ |
o insanların burada olmaya en az senin kadar hakları var. | Open Subtitles | هؤلاء الناسِ تَواً نفس قدر الحقّ الّذي سَيَكُونُ هنا بينما أنت تَعمَلُ. |
o insanların kafayı sıyırdığı kesindi. | Open Subtitles | ولكن هؤلاء الناس كانوا مجانين بشكل واضح. |
Onun günlüklerine göre o insanların çoğu bu gece burada. | Open Subtitles | وفقاً لمذكراته، فمعظم أولئك الناس حاضرون الليلة |
Bütün o insanların bebeğim hakkında gördükleri görüntü uğruna yaptıkları şeylere rağmen doğru olduğunu düşünmüyor musun? | Open Subtitles | أولئك الناس وكلّ ما جرى بسبب رؤية حول جنيني لا تعتقديها صادقة؟ |
o insanların damarlarında dolaşacak olan şey benim kanım. | Open Subtitles | سيكون جزء من دمّي يتدفّق خلال أولئك الناس |
Aslında en heyecanlandığım şey, tüm o insanların önünde evlilik yemini etmek. | Open Subtitles | في الواقع، الشيء الوحيد الذي لستُ مُتحمّسة له هُو قول نذوري أمام كلّ أولئك الناس. |
o insanların ne düşündüğünü neden umursuyorsun anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم لمَ تهتم بما يفكر به أولئك الناس. |
o insanların senin hakkında söyledikleri olsun senin onlar için yaptıkların olsun. | Open Subtitles | ما قاله أولئك الناس جميعًا عنك وما فعلتَه من أجلهم. |
Ama o insanların zarar görmemesi için böyle çaba göstermenden etkilendim. | Open Subtitles | ولكني مندهش أنك وصلت إلى هذا الحد من إبعاد أولئك الناس عن الأذى |
Gördüklerimi görseydin sen de aynı şeyleri hissederdin. Sen de o insanların biraz daha saygı görmelerini isterdin. | Open Subtitles | من المحال أن أعود , لو كنت مكاني لأمكنك التفهم لكنت أعطيت اولئك الناس بعضاً من الإحترام |
Bana karşı tercih ettiğin o insanların senden ne istediklerini ve seni nasıI gördüklerini asla bilemeyeceksin. | Open Subtitles | اولئك الناس الذين اخترتهم عني، انت لا ترين من يكونون، ما يريدون، كيف يرونك |
Constance, o insanların her biri seni hatırlıyor ve sana minnettarlar, inan. | Open Subtitles | كونستانس,أعتقد أن كل واحد من أولئك الأشخاص يتذكركِ وهو ممتن لكِ |
o insanların hayatta kalmasını istiyorsunuz. | Open Subtitles | أنتما ترغبان في بقاء أولئك الأشخاص على قيد الحياة |
Tatlım, ...o insanların hiçbiri bu akşam eve aç gitmedi. | Open Subtitles | حبيبتي, لا احد من هؤلاء الناس ذهب إلى البيت جائع الليلة. |
o insanların çoğu şehir dışından geliyor. | Open Subtitles | أغلب هؤلاء الناسِ مِنْ خارج البلدةِ. |
o insanların otoriteyi altetme isteğiyle dolu devrimciler olduğunu. | Open Subtitles | وأن هؤلاء الناس كانوا ثوريين لديهم رغبه جامحه ليعلوا القانون |
Nasıl oluyor da hislerim bana o insanların çoğunun sizinkine çok benzer sabıkaları olduğunu söylüyor? | Open Subtitles | لمَ لديّ هذا الحدس الجنوني أنّ مُعظم أؤلئك لديهم سجلاّت جنائيّة كبيرة مثلك؟ |