2 gün önce o sandalyede kim oturuyordu bilmek ister misin? | Open Subtitles | أتريد معرفة من كان يجلس على ذلك الكرسي قبل يومين ؟ |
O zamana kadar, o sandalyede oturmaktan başka bir şey yapacak olursa, onu anında mahvedeceğiz. | Open Subtitles | في هذه الأثناء إن فعل أيّ شيء ما عدا الجلوس هناك على ذلك الكرسي سَنَفْتحُ البنزين وسَيُحرقُ فوراً |
Yapabildiği sürece tüm zamanını o sandalyede harcardı. | Open Subtitles | لقد احتاجت لقضاء كلّ وقت كان بإمكانها الحصول عليه للجلوس على ذلك الكرسي. |
Sizin o sandalyede yaptığınız, o adamın sözleriymiş gibi bir şeyler yazmak. | Open Subtitles | الذي تعمله في قعودك على هذا الكرسي هو وضع الكلمات في فمه |
Kaç defa o sandalyede oturup, sanat programı ile ilgilenmediğim için şikayet ettin. | Open Subtitles | كم مرةً جلست على على هذا الكرسي متشكياً لعدم أهتمامي ببرنامج الفنون ؟ |
Bir sonraki açıkça anımsadığım şey, o sandalyede yaklaşık saat 4:00'te irkilip kalkmam, neredeyse günün ışıdığını fark etmem ve birinin ışıkları söndürmüş olması. | Open Subtitles | وما اذكره بوضوح بعد ذلك هو نهوضى من على هذا الكرسى فى حوالى الرابعة وانا الاحظ انه الفجر تقريبا |
o sandalyede senden önce kimin oturduğunu bilmek ister misin? | Open Subtitles | أتودّ أن تعلم من جلس على هذا الكرسيّ قبلك؟ |
Peki bundan sonra hep o sandalyede mi oturmak zorundasın? | Open Subtitles | هل يجب أن تكون في هذا المقعد من الآن فصاعداً ؟ |
Gruba geri dönüyorsun, yarın o sandalyede olacaksın ve eğer ekstra ilgi bekliyorsan bana ödeme yapacaksın ve ben de sana özel seans yapacağım. | Open Subtitles | ستعود للمجموعه، ستكون في ذلك الكرسي في الغد و إن أردتَ المزيد من الإهتمام ستدفع لي أكثر حتى تكون جلسة خاصه |
Tüm gün o sandalyede oturmaktan sırtın ağrıyordur. | Open Subtitles | لابد أن ظهرك تقوس بجلوسك على ذلك الكرسي طوال اليوم |
o sandalyede oturmamak için çok dua et bence. | Open Subtitles | اعقدي اصابعك وتمني بشده ألا تضطري ابدا ان تجلسي على ذلك الكرسي |
o sandalyede otururken pulmoner emboli geçirip ölebileceğini bilemeyeceğin gibi. | Open Subtitles | نتيجة الإنسداد الرئوى هنا تمامًا على ذلك الكرسي |
o sandalyede biraz daha oturursam kafayı sıyıracağım. | Open Subtitles | ساعة اخرى على ذلك الكرسي وكان رأسي سينفجر |
Yalan söylemeye devam et de, seni o sandalyede geberteyim. | Open Subtitles | واصل الكذب وسأقتلك وأنت في ذلك الكرسي |
o sandalyede bir adam oturur. Neredeyse her zaman erkektir. | Open Subtitles | رجل يجلس على هذا الكرسي انه دائما ما يكون رجل |
Şimdiyse, sanıyorum buna hiç gerek yok nasılsa tek yapacağın o sandalyede oturmak olacak. | Open Subtitles | لكن لا احسب ان لها داعي ان كان كل ما تفعل هو الجلوس على هذا الكرسي |
Bir hafta önce, o sandalyede ortağım oturuyordu, ama şimdi ölü. | Open Subtitles | منذ أسبوع , شريكي , كان جالساً على هذا الكرسي و الآن هو ميت |
Umarım o sandalyede kalp yetmezliğinden ölürsün. | Open Subtitles | أتمنى أن تموت بنوبة قلبية هنا على هذا الكرسي |
- Sizce, şey, sizce babanız o sandalyede rahat mı? | Open Subtitles | هل تعتقدين أن والدك مرتاح جدا في هذا الكرسي |
İyi bir şey değil, bunu biliyorum. o sandalyede oturmuştum. Acı veriyor. | Open Subtitles | إنه ليس جيداً ، أعرف هذا لقد كنت على هذا الكرسى ، فهو يؤلم |
o sandalyede senden önce kimin oturduğunu bilmek ister misin? | Open Subtitles | أتودّ أن تعلم من جلس على هذا الكرسيّ قبلك؟ |
İki senedir o sandalyede oturuyorum ve keşke o ağaca daha hızlı çarpsaydın da ölseydim diye düşünüyorum. | Open Subtitles | لقد كنت جالسا في هذا المقعد لمدة عامين أتنمي لو انك أصطدمت بهذه الشجرة بقوة وقتلتني |