O odaklanmayı ancak kısa bir süre sağlayabiliyordum. | TED | كنت أستطيع التحكم في ذلك التركيز لبعض اللحظات الخاطفة. |
Çabuk hazırlanana yemeklere odaklanmayı isteyeceksin, ...çırpılmış gıdalar, dondurulmuş gıdalar ve abur cuburlar. | Open Subtitles | مع التركيز على مجموعات ..الغذاء المهملة مثل مجموعة الكريمة ومجموعة اللحوم والشوكوتاستك |
Yalnızca odaklanmayı doğru ayarlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لاني فظ احيانا انا فقط احاول ان اضع هذا الشيئ فى بؤرة التركيز |
Bu bizim için egolarımızı ve yazarlık anlayışımızı arka koltuğa koymak ve esas aktivist olma sebebimize odaklanıp, tüm paydaşların gündemiyle bunu kaynaştırmayı deneyerek projenin esas amacına odaklanmayı sağlamak anlamına geliyordu: Bu, nehri ortaya çıkarma, suyunu arıtma, ve kamusal alanların herkes için olduğunu kanıtlamaktı. | TED | كان هو أن نأخذ غرورنا بتصاميمنا وحسّنا الإبداعي ورميه جانبا والتركيز أساسا على كوننا نشطاء وعلى محاولة توحيد جميع الأجندات لأصحاب المصلحة والتركيز على الأهداف الرئيسية للمشروع: أي كشف النهر ومعالجة مياهه، وتوفير الساحات العامة للجميع. |
Uzun bir uçak yolculuğu geçirdim ve odaklanmayı severim, İşimi hızlı yaparım. | Open Subtitles | لقد كانت رحلة شاقة وبدون علم مُسبق، وأود أن أركز وأعمل بسرعة. |
Bu patlamaya neden olan şeyi bulmaya odaklanmayı tercih ederim. | Open Subtitles | أنا أفضل أن نركز على إيجاد أياً كان سبب هذا الانفجار |
Onu aşağılayıp dikkatini dağıtmalısın. Boks odaklanmayı gerektirir. | Open Subtitles | يجب أن تتحدث عن بعض الهراء و تهز قفصه،الملاكة تحتاج التركيز |
Kızıl'a da bunu yapmalısın. Onu aşağılayıp dikkatini dağıtmalısın. Boks odaklanmayı gerektirir. | Open Subtitles | يجب أن تتحدث بالسوء جلجل قفصه , الملاكمة تتطلب التركيز |
Kendine odaklanmayı sevmiyorsan, iyi bir şekilde, başkalarını dinlemeye başlarsın. | Open Subtitles | ولكن هذا سهل بالنسبة لي ،إن كنت لا تحبّ التركيز على نفسك |
Önündeki görev mutlak odaklanmayı gerektiriyor. | Open Subtitles | المهمة التي تقبلين عليها تتطلب التركيز التام |
Biliyorum anestezi odaklanmayı zorlaştırıyor ama hemin'e hemen başlamak zorundayız. | Open Subtitles | أعرف ان التخدير يجعل من الصعب التركيز لكن يجب ان نعالجك بالهيمن فورا |
Belki de onlara biraz odaklanmayı ve disiplinli olmayı öğretebiliriz. | Open Subtitles | ربما يجب تعليمهم القليل من التركيز والإنضباط |
Kendine odaklanmayı bırakıp, ülkene odaklanamaya başlaman. | Open Subtitles | إن أمكنكَ أن تتوقّف عن التركيز على نفسك، وتبدأ بالتركيز على بلادك. |
Her birinin vücudu yıllar süren odaklanmayı ve konsantrasyonu sergiler. | Open Subtitles | كل جسد رجل يمثّل سنوات من التركيز المكثف |
Sinerji oluşturmaya yardımcı olacak ve görüşmemize odaklanmayı sağlayacak.. | Open Subtitles | سيساعد على تكوين التآزر وعلى التركيز خلال التوظيف |
Niye sadece ölüm nedenine odaklanmayı denemiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تحاول التركيز على معرفة سبب الوفاة؟ |
Peki niye bu üç katile odaklanmayı tercih ettini? | Open Subtitles | لكن لماذا قررت التركيز على هؤلاء الثلاثة ؟ |
Mesele göz teması ve odaklanmayı kontrol etmek. | Open Subtitles | أعني أن الأمر كله متعلق بالإتصال المباشر والسيطرة على درجة التركيز |
Hayatının kontrolünü al ve bana odaklanmayı kes. | Open Subtitles | السيطرة على حياتك ووقف مع التركيز كثيرا على الألغام |
odaklanmayı ve çok hassas olmayı gerektiriyor. | Open Subtitles | انها تتطلب الصبر والتركيز |
üzerine çalışıyorum ve bunu yapmanın birçok yolu var ben bilgisayarlara gördükleri ve anladıkları hakkında konuşmaları için yardım etme üzerine odaklanmayı tercih ettim. | TED | هناك طرق كثيرة لعمل ذلك، وأحب أن أركز على مساعدة الحواسب للتحدث عما ترى وتفهم. |
Birlik olup farklılıklarımıza odaklanmayı bırakmalıyız özellikle olgunlaşmamış yada günü geçmişlere. | Open Subtitles | لازم نتحد و نبطل نركز على إختلافات بعضنا خصوصاً بطرق طفولية و قديمة فشخ |