Elimizden geldiğince çok Ark vatandaşını uyandırmaya çalışıyoruz oksijenimiz bitmeden önce. | Open Subtitles | نحن ننعش أكثر ما يمكننا من المواطنين قبل نفاذ الأوكسجين لدينا |
Elimizden geldiğince çok Ark vatandaşını uyandırmaya çalışıyoruz oksijenimiz bitmeden önce. | Open Subtitles | نحن ننعش أكثر ما يمكننا من المواطنين قبل نفاذ الأوكسجين لدينا |
Dört mürettebatı hayatta tutabilecek oksijenimiz var. | Open Subtitles | لدينا ما يكفي من الأوكسجين لإبقاء أربعة أفراد من الطاقم أحياء |
Bozuk bir telsizimiz ve yaklaşık dört saatlik oksijenimiz var. | Open Subtitles | لدينا جهاز إرسال مُتعطل ، وحوالي أربع ساعات من الأكسجين المُتبقي |
Odada hava sirkülasyonu oluyor gibi görünmüyor bu yüzden yaklaşık iki saat kadar sonra oksijenimiz tükendi. | Open Subtitles | ويقومون بتجديد الهواء داخل الغرفة ، حتى.. تمكث ساعتين وينفذ بعدها الأكسجين منك |
Hayır, unutma oksijenimiz sınırlı, havada yüzmek yok, kalp atışın artar, daha çok oksijen tüketirsin. | Open Subtitles | كلا، تذكروا، الأكسجين محدود، لا تطفو سيرتفع معدل ضربات قلبك وستستهلك الكثير من الأكسجين |
Bunu tek seferde yapabilecek kadar oksijenimiz var. | Open Subtitles | لدينا من الأوكسجين ما يكفينا لمرة واحدة. |
Zamanımız yok. Yaşam kaynaklarını tamir etmek altı ayımızı alır ve dört ay sonra oksijenimiz bitmiş olacak. | Open Subtitles | لا نملك الوقت, المهندسون بحاجة لـ 6 أشهر لإصلاح منظومة دعم الحياة و إلّا سينفذ منا الأوكسجين في أربعة أشهر |
Guy, güney boynunda bir zula oksijenimiz var. | Open Subtitles | رفاق، لقد حصلنا على كمية من الأوكسجين في الجهة الجنوبية |
Olumsuz! Havalandırma için yeterince oksijenimiz yok. | Open Subtitles | لا ، ليس لدينا الأوكسجين الكافي للتنفس مرة أخرى |
Arabamız bozuldu ve oksijenimiz bitti. | Open Subtitles | تعطّلت عربتنا ونفد منّا الأوكسجين. |
Eğer Trey ölürse hedefe ulaşacak yeterli oksijenimiz olur. | Open Subtitles | ... إذا مات تري سيكون عندنا الأوكسجين... للوصول لنقطة التسليم |
Trey ölürse bırakma noktasına kadar oksijenimiz yeter. | Open Subtitles | ... إذا مات تري سيكون عندنا الأوكسجين... للوصول لنقطة التسليم |
Hey, Mike, oksijenimiz azalıyor. | Open Subtitles | مهلاً ، يا رفيقي الأوكسجين ينفذ منا |
Her şey ısınıp patlamadan önce beş dakikalık oksijenimiz olacak sadece. | Open Subtitles | سنستمتع بخمس دقائق من الأكسجين قبل أن يسخن وينفجر |
Fakat oksijenimiz daha da hızla tükenmeye başladı ve sonra karbondioksit oranı beklenmedik bir biçimde arttı. Çünkü test modülünde bunların art arda gerçekleştiğini görmüştük. | TED | لكن كمية الأكسجين كانت تنخفض بشكل أسرع بالقياس إلى ازدياد CO2 ، التي كانت غير متوقعة تماما. لأننا لاحظنا ازديادهما بشكل متناسق في وحدة الاختبار. |
Ne kadar oksijenimiz kaldı? | Open Subtitles | ما كمّيّة الأكسجين الباقية لدينا؟ |
oksijenimiz bitince yığılıp kaldı. | Open Subtitles | لقد ساءت حالته بعد أن نفذ منه الأكسجين |
Ne kadar oksijenimiz kaldı? | Open Subtitles | ، كيف بكثير الأكسجين لا نحن قد تركنا؟ |
Bunu 13'e böl, her birimiz saatte 0,04 metreküp oksijen tüketerek elimizde bir saat on dakika yetecek oksijenimiz var demektir. | Open Subtitles | بتقسيم ذلك على 13، كلّ شخص يستهلك 1.5 قدم مُكعّب من الأكسجين خلال الساعة الواحدة، فإنّ لدينا ساعة واحدة وعشر دقائق من الأكسجين المُتبقي. |
San Francisco'ya geri dönebilmek için yeterince oksijenimiz olmayacak. | Open Subtitles | ليس لدينا ما يكفي من الأكسجين للعودة لـ(سان فانسيسكو) -تحذير: |