Ne karbondioksit, ne nitrik oksit, hiç bir tanecikli emisyon yok. | Open Subtitles | لا ثانى أكسيد الكربون ، لا أكسيد النيتريك لا انبعاثات للجسيمات |
Evet, belki ama magnezyum oksit tungsten kaynağının yan ürünüdür. | Open Subtitles | نعم، ربما، ولكن أكسيد المغنيسيوم هو نتيجة ثانوية لحام التنغستن. |
Bugünkü reaktörler yakıt olarak uranyum oksit kullanır. | TED | تستخدم المفاعلات الحالية أكسيد اليورانيوم كوقود. |
Titanyumdan doğal yolla meydana gelen oksit titanyum dioksittir,.. | Open Subtitles | طبيعيًا يَبْرز أكسيد مِنْ ،التيتانيوم هو ثاني أوكسيد تيتانيومِ |
Midesindekileri potasyum oksit, kalsiyum oksit ve nitrik asitle karıştırmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا أنوي مزج محتويات معدته بأكسيد البوتاسيوم وأكسيد الكالسيوم وحمض الآزوت |
Ama ayrıca araştırmaya da ilgi duydum. Özellikle şu madde ilgimi çekti, nitrik oksit. | TED | كما أصبحت مهتم بالبحث بشكل خاص أصبحت مهتم في مادة أكسيد النتريك |
Ve büyük bir heyecanla, araştırma yapmaya başladım, derinin nitrik oksit ürettiğini bulduk. | TED | وبدأت عمل البحوث، ووجدنا مذهولين، أن الجلد ينتج أكسيد النيتريك. |
Düşündük ki, belki nitrik oksit hücre ölümüne etki ediyordu, hücrenin hayatta kalmasını ve diğer şeylere karşı dayanıklılıklarını. | TED | كنا نظن ربما أن أكسيد النيتريك ضر الخلايا الميتة ، وكيف الخلايا على تستمر على قيد الحياة، ومقاومتها لأشياء أخرى. |
Sanki, insan derisinde nitrik oksit üretimini baskılayamıyorduk. | TED | ويبدو أننا لم نستطع إيقاف إنتاج أكسيد النيتريك في جلد البشر. |
Bu roketler deneysel azot oksit motor kullanıyor. | TED | هذه الصواريخ تستخدم محركات تجريبية مثل أكسيد النيتروز |
1850’lerde ise nitröz oksit popülerleşti ve günümüzde hala kullanılmakta. | TED | أصبح أكسيد النيتروز ذو شعبية في العقود التي تلت وما زال يستعمل حتى الآن. |
2. Dünya Savaşı'ndan önce seramik yemek takımı üreticileri renkli cilalarda yaygın olarak uranyum oksit kullanıyordu. | TED | قبل الحرب العالمية الثانية، كان شائعا عند مصنعو أواني الطعام الخزفية استخدام أكسيد اليورانيوم في طلاء الزجاح الملّون. |
İnce kalsiyum oksit, kalsiyum florit ve silikon dioksit tabakalarıyla kaplı demir parçacıkları var. | Open Subtitles | إنها آثار حديد مغطى بطبقة خفيفة من أكسيد الكالسيوم، وفلورايد الكالسيوم، وأكسيد السليكون |
Partilerde kullanılan nitrik oksit şoklara ve her gece kusuncaya kadar içmekle ortaya çıkan şeylere neden olabilir. | Open Subtitles | أكسيد النيتروز ممتع بالحفلات سبب الصدمات و الشرب حتى التقيأ كل ليلة |
Açıklayamadığım tek şey etilen oksit varlığı. Ya etilen oksit ve... | Open Subtitles | ماذا حول أكسيد الإثيلين مضاف إليه مضاد الجراثيم |
Bana anlat. Ah, etilen oksit ve bu antibakteryal ajanı kullandılar. | Open Subtitles | لقد استخدموا أكسيد الإثيلين و مضاد الجراثيم |
Üzerinde çalıştığım sinirbilimi projem, nöronal nitrik oksit enzimlerinin hücresel sinyallerle gidişini içeriyor. | Open Subtitles | مشروع طب الأعصاب الذي أعمل به يتضمن الممر الخلوي المميز لتركيب أكسيد النيتريك العصبي |
Evet, ben de düşündüm ilk olarak, fakat bu indiyum kalay oksit ve bu uçaklarda kullanılmaz. | Open Subtitles | وأنا أيضاً في البداية , لكنه أوكسيد القصدير الأنديومي هذا لا يستخدم في الطائرات |
Osteonlara demir oksit ve kanalikül karışmıştı. | Open Subtitles | كان هناك أوكسيد الحديد داخل الخلايا العظمونية و في نُفيقات العظام. |
Hızcılar için azot oksit yapmaya çalışıyorsun yani. | Open Subtitles | إذن أنت تحاول صنع أوكسيد النيتروجين للمتسارعين؟ |
Ve eğer azot oksit veya oksijen görürsek, mükemmel bir E.T.miz olacak. | TED | وإذا وجدنا النيتروجين اوكسيد, والأوكسيجين, اعتقد انه سيكون لدينا إي. |
Nitrik oksit kan damarlarını genişletir, böylece kan basıncını düşürür. | TED | ماذا يقوم اكسيد النتريك بفعله هو توسعة الأوعية الدموية مما يسبب إنخفاض في ضغط دمك |
100 birim nitrojen oksit, emme manifoltunun kaynaklarını eritmediği için şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ الذي طلقة 100 إن أو إس لم ينفخ يلحم على الكمية. |