| Beş yaşımdayken okula gittim ve braille alfabesini öğrendim. | TED | عندما كانت في الخامسة ، ذهبت إلى المدرسة وتعلمت طريقة برايل. |
| Kapatılana kadar okula gittim, ve herşey kötüye gitti. | Open Subtitles | ذهبت إلى المدرسة حتى أغلقوها و تحول كل شىء إلى جحيم |
| okula gittim, arkadaşlarımla zaman geçirdim. Küçük kız kardeşlerimle kavga ettim. | TED | ذهبت للمدرسة وتسكعت مع اصدقائي تعاركت مع اخواتي الصغيرات |
| Ertesi gün kıyafetimde onun parçaları varken okula gittim. | Open Subtitles | .. في اليوم التالي ذهبت للمدرسة واجزاء منهُ عالقةٌ في تقويمِ أسناني |
| Şişman bir çocuktum. Sıradan bir okula gittim. | Open Subtitles | أنا كنتُ طفلٌ سمين، أنا ذهبت لمدرسة تبدو غير جيدة. |
| Ben de çocuktum! Ben de lanet olası bir okula gittim. | Open Subtitles | أنا اعتدت أن أكون طفل شقي ذهبت إلى مدرسة فظيعة |
| Günün birinde okula gittim ki, artık kimsenin ilgisini çekmiyordum. Unutulup gitmişti. | Open Subtitles | لقد ذهبت الى المدرسة في يوماً ما ولم أكن مصدر أهتمامهم |
| Neyse, okula gittim, günümü geçirip çıktım okuldan. | Open Subtitles | على كل ذهبت إلى المدرسة أنهيت يومي وخرجت من المدرسة |
| Hürriyet için askerî okula gittim. | Open Subtitles | ذهبت إلى المدرسة العسكرية من أجل الاستقلال |
| Pantolon alamayan Hintli çocuklarla aynı okula gittim. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى المدرسة مع اطفال الهنود الذين لايتسطيعون توفير سراويل |
| okula gittim... | Open Subtitles | ذهبت إلى المدرسة ، تناولت الغذاء |
| Annen ve babanla aynı okula gittim. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى المدرسة مع والديك. |
| Bu palyaçoların her bir versiyonuyla yatılı okula gittim ve biliyor musun? | Open Subtitles | لقد ذهبت للمدرسة الداخلية مع نسخة من كل مهرج من هؤلاء و أتعلمين ماذا؟ |
| Siz iki yıl için okula gittim ve bir şey öğrenmek vermedi. | Open Subtitles | أنت ذهبت للمدرسة لسنتين و لم تفلح في تعلم شيء |
| okula gittim, İzin kağıdı aldım, | Open Subtitles | ذهبت للمدرسة حصلتُ على إذن بالتنقٌّل |
| Hayatım boyunca sadece bir okula gittim ben. | Open Subtitles | فقد ذهبت لمدرسة واحدة فقط طوال حياتي |
| Amerika da okula gittim ve hayatım boyunca İngilizce konuştum. | Open Subtitles | ذهبت إلى مدرسة أميركية وتحدثت الإنجليزية طوال حياتي. |
| Çocukların batı hakkında ne düşündüklerini öğrenmek için bir okula gittim. Bu iki genç, açık-görüşlü, özgür düşünceli öğrenci, idare tarafından seçilerek, konuşmama izin verilen iki çocuk. | Open Subtitles | ذهبت الى المدرسة لمعرفة ما يتعلمه الصغار عن الغرب هؤلاء الشباب المنفتحين الشباب هم طلاب بفكر حر |
| -Ally'nin servisiyle okula gittim. | Open Subtitles | ركبت الحافلة وذهبت للمدرسة مع آلي |
| Ama onu çaldım, Chemin de Fer marka bol paça kotumun üzerine giydim, okula gittim ve "Benden tarzı yok" diye düşündüm. | Open Subtitles | لكنني سرقته وارتديته لأذهب إلى المدرسة مع سروالي الجينز القديم، وظننت أنه لم تكن أية فتاة أنيقة مثلما كنت. |
| Onun babasıyla aynı okula gittim. | Open Subtitles | ذهبت الى المدرسه مع والده ووالدى مع والده |