O mesajları okumak için, kodları almaktan başka çareniz yok. | Open Subtitles | انت حقيقة تحتاج الى الشفره لقراءة الرساله حسنا لابأس استريح |
Yani bu şu anlama geliyor: biri bu kitapların hepsini okumak için bir klikle bilgisayarlı methodları kullanabilir. | TED | وبالتالي ما يعنيه ذلك هو، قد يستخدم المرء طرقا حوسبية لقراءة كل الكتب بضغطة زر. |
Artık bana kitap okumak için iki kişi mi gerekiyor? | Open Subtitles | حصلت على اثنان منكم للقراءة لي اليوم، أليس كذلك ؟ |
Her biri bu derlemeden birkaç hikayeyi üstlendiler, sözlerini tutup çevirilerini bana gönderdiler ve altı hafta içinde, okumak için bütün kitaba sahiptim. | TED | خصص كل واحد لنفسه قصتين قصيرتين من المجموعة، تمسكوا بكلمتهم، وأرسلوا لي الترجمة، وفي غضون ستة أسابيع، حصلت على كامل الكتاب جاهزا للقراءة. |
Buraya kadar tüm o yolu dergi okumak için mi geldin? | Open Subtitles | لقد قطعت كل تلك المسافه فقط لقرائة المجله؟ |
Paris'te Hemingway okumak için falan gelmedim. | Open Subtitles | التجول ، و لأقرأ أعمال همينجواي في باريس أو أمور كتلك |
Bu belki de bir e-kitap okumak için yapay bir çeşit yol. | TED | ربما تكون هذه طريقة اصطناعية لقراءة كتاب إلكتروني |
Peki, ilk kanıtlanmamış iddia insanların düşüncelerini ya da duygularını okumak için beyin taraması kullanabilmenizdir. | TED | الادعاء الغير مثبت الاول كان : انه يمكن استخدام مسح المخ لقراءة افكار و مشاعر الناس |
Çalışamıyor, sosyalleşemiyor ve hatta gazete okumak için bile yeterince odaklanamıyordu. | TED | لم تكن تستطيع العمل، أو تكوين صداقات، أو حتى التركيز بشكلٍ كافٍ لقراءة الصحف. |
Karl Marx okumak için komünist olmak mı gerekiyor? | Open Subtitles | هل يجب أن أكون شيوعيا لقراءة كارل ماركس؟ |
TIME dergimi okumak için sabırsızlanıyorum. Hem de son kopyası. | Open Subtitles | لا أطيق الإنتظار لقراءة مجلتي، وآخر نسخة |
Nihayet, küçük bir sessizlik zamanı eski gözdelerimi okumak için bir fırsat. | Open Subtitles | أخيراً بعض الوقت الهادئ لقراءة أحد المفضلات لديّ |
Nöbetler arasında okumak için bol zaman kalır. | Open Subtitles | هناك الكثير من الوقت للقراءة في ساعات الفراغ |
okumak için bolca zamanın var. | Open Subtitles | إلى جانب ذلك، لا بد أن لديك . الكثير من الوقت للقراءة |
Yani, kitap okumak için güzel bir kasaba. | Open Subtitles | حسنا، أنها بلدة صغيرة لطيفة للقراءة فيها |
Sakıncası yoksa, okumak için yeterli ışık alan bir yeri tercih ederim. | Open Subtitles | أنا افضل مكانا به المزيد من الضوء للقراءة |
Eminim ki işte de dergi okumak için bir yer vardır. | Open Subtitles | أنا اراهن على انه يوجد مكان لقرائة المجلة في العمل |
Suçlamaları ve 31. maddedeki haklarını okumak için döneceğim. | Open Subtitles | سوف أعود لأقرأ عليك اتهاماتك والمادة 31 من حقوقك |
Hâlâ geceleri neden hikâye okumak için orada olmadığını açıklamak zorundayım. | Open Subtitles | لازلت لا اعرف كيف سأشرح له لماذا لست هناك لتقرأ له |
Üyelerden birisi soygun haberini okumak için ödünç almıştı. | Open Subtitles | أحد الأعضاء إستعارها ليقرأ عن عملية السطو على البنك |
Malesef, methiyem için aldığım notları okumak için tuvalete girdiğimde, sadece Josh'un dairesinde gördüklerimi yazdığımı fark ettim. | Open Subtitles | لسوء الحظ عندما ذهبت للحمام لقراء الملاحظات التي كتبتها في قصيدة مدحي (أكتشفت بأنها فقط أشياء رأيتها في شقة (جوش |
İşe gidiyordum ve buraya uğramam gerekti bu dergiyi okumak için. | Open Subtitles | ...لقد كنت في طريقي الى العمل واردت ان امر هنا لكي أقرأ هذه المجله |
Benim her sabah iki otobüs ve bir metroya binmem gereken işim varken haftasonu kütüphaneye okumak için bir şeyler almaya giderdim. | TED | عندما كان لدي عمل يتطلبُ ركوب حافلتين، ومترو الأنفاق كل صباح. كنتُ أذهب إلى المكتبة في أيام العطل للحصول على أشياء لأقرأها. |
Frank, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin... mahkum iadesiyle ilgili bildirisini okumak için geldim. | Open Subtitles | لقد كنت أواظب على قراءة بعض المقالات عن تسليم المساجين المأخوذة من المنظمة الأوربية لحقوق الإنسان |
Yarım saat önce onun için aldığım raporu okumak için dışarı çıktı. | Open Subtitles | لقد خرج قبل نصف ساعة قائلاً أنّه سيقرأ تقريراً جلبته له. |
Endişe etme, bu bize oyunu okumak için fırsat veriyor. | Open Subtitles | لا أقصد إخافتك هذا يعطينا الفرصة من أجل قراءة المسرحة. |
Hayır, tüfek falan yoktu. Başlığı okumak için beklemek zorundasınız. | Open Subtitles | ،)كلا، لا توجد هُناك أي مشكلة يا (بوب .اسمع، عليك أن تنتظر قراءة المقالة |
Bakıyorum da, Zoe'ya okumak için bir şeyler getirmişsin. | Open Subtitles | أرى أنك أحضرت شيئاً لتقرأيه لـ "زوي" |
Mesela yazımı 3 gün önce verdim ve okumak için sabırsızlanıyor. | Open Subtitles | أعطيته مقالتي قبل ثلاثة أيام، وهو متشوق جداً لقرائتها |