Yaklaşık olarak bir milyar insan okyanuslardaki balık miktarına bağlı durumda yaşıyor. | TED | حوالي المليون انسان يعتمد على السمك, كمية السمك في المحيطات. |
Gerçekte absorbe edilen tüm emisyonlarımızın yaklaşık yüzde 25'lik miktarı, ki bu durumda sonrasında asitleşmeye ve okyanuslardaki alkalinitenin azalmasına yol açmakta. | TED | في الواقع ما تم امتصاصه هو 25 في المائة من انبعاثاتنا والذي يؤدي الى حامضية او نقص القلوية في المحيطات |
Çok fazla sayıda gelir ve okyanuslardaki en verimli besin zincirlerinden birini oluştururlar. | Open Subtitles | تأتي هذه الأسماك بأعداد ضخمة لتبدأ أكبر سلسلة غذائية في المحيطات |
Buradaki yasamin bollugu, okyanuslardaki hicbir yere benzemez. | Open Subtitles | القدر الموجود فيها من أشكال الحياة، لا مثيل له في أي من المحيطات. |
Bizim deniz mahsülü iştahımıza hizmet için var olan fabrika tekneleri, okyanuslardaki deniz hayatını hızla boşaltıyorlar. | Open Subtitles | سفن الصيد هذه، الى جانب زيادة شهيتنا للمأكولات البحرية، تفرغ المحيطات من الحياة البحرية بوتيرة تنذر بالخطر. |
okyanuslardaki su miktarı bundan 4 milyar yıl önce oluştukları sıradakiyle şu anda hemen hemen aynı. | Open Subtitles | ظلّ حجم الماء في المحيطات ثابت تقريباً منذ أن تشكلت قبل نحو أربعة ملايين عام |
Eğer okyanuslardaki asitleşme süreci şimdiki seviyede devam ederse mercanlar yakında yok olacaklar. | Open Subtitles | إن استمرت المحيطات التحمّض بالمعدل الحالي قد يختفي المرجان من محيطاتنا |
okyanuslardaki, kahvenizdeki, hatta vücudunuzdaki suyu... | Open Subtitles | كل تلك المياه في المحيطات وفي فنجان قهوتك ، وحتى تلك التي في جسمك |
Mercanlardan mürekkep balıkları ve yengeçlere kadar tüm omurgasız deniz canlıları okyanuslardaki yaşamın çoğunluğunu oluşturmaktadır. | Open Subtitles | المخلوقات البحريّة، جميعهم لافقاريات، من المرجان للحبّار للسرطانات، يكوّنون معظم الأحياء في المحيطات. |
En son keşifler okyanuslardaki şaşırtıcı bir avcıyı ortaya çıkarmıştır. | Open Subtitles | الاكتشافات الأخيرة كشفت عن صياد جديد مذهل في المحيطات |
İyi bir uyuşmadır çünkü biz stratosferdeki sıcaklıkları kontrol eden fiziği anliyoruz ve onun güney okyanuslardaki rüzgarlara ne yaptığını da. | TED | هنالك تطابق جيد لأننا نفهم الفيزياء المتحكمة بدرجات الحرارة بطبقة الستراتوسفير وتأثير ذلك على الرياح حول المحيطات الجنوبية. |
Ve bu inanılmaz potansiyellerinden dolayı okyanuslardaki hayat, ...insanlar aniden yok olurlarsa çabucak geri dönecektir. | Open Subtitles | أكثر بكثير ممن يكافئها في الحجم من الحيوانات الأرضية كالبقرة. وبسبب هذه الإمكانية الضخمة في إعادة الإنتاج، المحيطات يمكنها أن تعود لماضيها بسرعة |
Şuan gerçekleşenlerin çoğu, özelliklede ekolojideki, okyanuslardaki, Nostradamus tarafından tahmin edilmiş herşey ve başka birçok kehanet, değişimlerdir. | Open Subtitles | و مع الكون , و قد فقدنا الإتصال بهم كثير مما يحدث الآن , لا سيما التغييرات التي تحدث في البيئة و في المحيطات , كُلها تم التنبوء بحدوثها |
OPERASYON MÜDÜRÜ SEA SHEPHERD KORUMA DERNEĞİ okyanuslardaki büyük balıkların %90'ı çoktan yok oldu. | Open Subtitles | أكثر من 90% من كل الأسماك الكبيرة في المحيطات لم تعد موجودة. |
Ama gezegendeki birçok sistemler arasında, bizim bu üç büyük sistemle birbirimize bağlı olduğumuzu gösteriyor; iklim değişimi, stratosferdeki ozonun azalması ve okyanuslardaki asitleşme. Bunlar, gezegenin tarihinde paleo döneme ait büyük ölçekli sınırlara bilimsel bir kanıt oluşturuyorlar. | TED | و لكن هذا يُظهر أننا متداخلين مع عدة أنظمة أخرى على الكوكب، متواصلين مع الأنظمة الثلاثة الكبرى، تغيرات المناخ، ثقب الأوزون و حمضية المحيطات وهي الأنظمة الثلاثة الكبرى، التي نجد أدلة علمية على أن لها حدود واسعة المدى، في سجلات الرصد التاريخية للكوكب. |
Bu yüzden Charlie Veron Geçen yıl şu fikirle geldi: ''İnsan kaynaklı karbondioksit salınımından beklenen sonuçlardan belkide en ciddi olanı okyanuslardaki asitlenmedir.'' | TED | بذلك ، تشارلي فيرون جاء هذا البيان في العام الماضي : "احتمال ضرر تحمض المحيطات قد يكون أخطر في جميع النتائج المتوقعة لثاني أكسيد الكربون المنتج من الإنسان." |
okyanuslardaki asitleşme devam ederse mercanlar sadece başlangıç olacak. | Open Subtitles | إن تواصل تحمّص المحيطات |
Ve ilginç bir şekilde, biliyoruz ki okyanuslardaki bitki planktonları atmosferdeki karbonu emiyor - ne kadar çok bitki planktonu varsa o kadar fazla karbon emiliyor - ve nihayetinde derinlere doğru süzüyorlar ve bu karbonu atmosferik sistemden çıkarıyorlar. | TED | من المثير للاهتمام، على أي حال، أننا نعرف... ...أن العوالق النباتية في المحيطات... ...تمتص الكربون من الجو... ...كلما كان هناك عوالق نباتية أكثر،... ...كلما كان هناك كربون أكثر تقوم بامتصاصه... ...وفي نهاية المطاف تقوم العوالق النباتية بترشيح الكربون إلى قاع المحيطات... ...وتتخلص بذلك من الكربون من النظام الجوي. |