Brooke ile olan arkadaşlığımı yok eden şey o duygulardı. | Open Subtitles | حسناً هذه المشاعر هي التي افسدت صداقتي مع بروك |
- Seninle olan arkadaşlığımı tehlikeye atacak bir şey yapmam. | Open Subtitles | أنا لن تفعل أي شيء ليهدد صداقتي معك. |
Blair ile olan arkadaşlığımı, itibarımı akademik kariyerimi yok etmek istedin. | Open Subtitles | "لقد حاولتِ تدمير صداقتي مع "بلير وسمعتي ومشواري الجامعي |
Blair'le olan arkadaşlığımı yok etmeye çalıştın, saygınlığımı, akademik kariyerimi. | Open Subtitles | "لقد حاولتِ تدمير صداقتي مع "بلير وسمعتي ومشواري الجامعي |
Seni tanıdığım şu kısa ve nahoş süre boyunca, beni tanık kürsüsünde aşağıladın, bir soruşturmadan attın eski karınla olan arkadaşlığımı baltaladın şimdi ise birdenbire ortak olduk öyle mi? | Open Subtitles | في المدى القصــير، الزمــن الكريــه الذي قد عرفتك فيــه، قد قمت بإهــانتي في منصة الشــهود، طردتني من التحقيــق. أتلفت صداقتي مع طليقــتِك، والأن فجـأة، نحـــن شركاء ؟ |
Blair ile olan arkadaşlığımı, itibarımı, akademik kariyerimi mahvetmeye kalkıştın. | Open Subtitles | لقد حاولتِ تدمير صداقتي مع (بلير) وسمعتي ومهنتي الأكاديمية |
Çünkü bu onunla olan arkadaşlığımı mahvediyor. | Open Subtitles | لأنه يخرب صداقتي معه |
Hayatını kurtarmak için Mona ile olan arkadaşlığımı kullandım. | Open Subtitles | إستخدمت صداقتي مع (منى) لإنقاذ حياتكَ. |
Zoey'le olan arkadaşlığımı bitirmem gerek. | Open Subtitles | عليّ إنهاء صداقتي مع (زوي) |