Vurgulamak isterim ki bu sadece laboratuvar ortamında olan bir şey değil. | TED | أريد أن أأكد أن ذلك لا يحدث وحسب في المختبرات. |
Sanki durmadan tekerim patlayıp duruyor. Bu her gün olan bir şey değil. | Open Subtitles | ليس وكأنه قد حدث لي تعطل في إطارات السيارة من قبل، فهذا الأمر لا يحدث يومياً |
Beni görmek istiyor ve bu her gün olan bir şey değil. | Open Subtitles | إنها تريد رؤيتي وهذا الأمر لا يحدث كـل يوم |
Bu bölgede alışıldık olan bir şey değil. | Open Subtitles | وجودها غير معتاد فى هذه المنطقة |
Bu bölgede alışıldık olan bir şey değil. | Open Subtitles | وجودها غير معتاد فى هذه المنطقة |
Bunu daha önce de söylemiştin. O kadar sık olan bir şey değil. | Open Subtitles | لقد ذكرتي هذا من قبل مع أنه لا يحدث كثيرًا |
Ama değişim öyle hemencecik olan bir şey değil. | Open Subtitles | لأنه دعوني أقل لكم التغيير لا يحدث بين ليلة و ضحاها |
İyi ve komik biriydi ve bana çok önem verirdi ki... bu da pek olan bir şey değil. | Open Subtitles | كان لطيف ومرح و.. وقد أعطاني المزيد من الاهتمام وهذا لا يحدث دوما |
Bu her gün olan bir şey değil; | Open Subtitles | لا يحدث كلّ يوم وأن يأتي شخص له 20سنة في المهنة |
Bu, Watford Radyosu'nda sık sık olan bir şey değil. | Open Subtitles | بالعادة لا يحدث هذا على مذياع واتفورد |
Bu, Watford Radyosu'nda sık sık olan bir şey değil. | Open Subtitles | بالعادة لا يحدث هذا على مذياع واتفورد |
Her gün olan bir şey değil bu büyük bir olay. | Open Subtitles | .. هذا لا يحدث كل يوم ، هذا حدث كبير |
Emin olun böylesi sık olan bir şey değil. | Open Subtitles | لكني أعدكم، ذلك لا يحدث كثيراً |
Belki her gün olan bir şey değil bu. | TED | ربما هذا لا يحدث كل يوم. |
Tamam, bu çok sık olan bir şey değil. | Open Subtitles | حسن ،هذا لا يحدث كثيراً |
Öylesine olan bir şey değil bu. | Open Subtitles | هذا لا يحدث بدون سبب |
Emmett, seni bir palyaço ısırdı. Bu her gün olan bir şey değil. | Open Subtitles | إيميت " مهرج عضك هذا لا يحدث كل يوم " |