"olan ilişkisi" - Traduction Turc en Arabe

    • علاقته مع
        
    • علاقتها مع
        
    • وعلاقته
        
    • هي علاقته
        
    • علاقته ب
        
    Hemşireyle olan ilişkisi ortaya çıksaydı ki çıkması kaçınılmazdı tamamen batardı. Open Subtitles ان ظهر أمر علاقته مع الممرضة و هذا ما كان سيحدث, لكان غرق
    İnsanlarla olan ilişkisi aynı bana benziyor. Open Subtitles فقط صادف أن علاقته مع الناس مشابهة لي.
    Tek konuştuğumuz annesiyle olan ilişkisi kendini yetersiz hissetmesinin verdiği acı ve ailesiyle ilgili korkunç sırlardı. Open Subtitles كل ما كنا نتحدث عنه هو علاقتها مع والدتها ومشاعر عدم كفاءتها المزعجة وجميع أسرار ذلك الجزء من عائلتها
    Aslında yolsuzluk, üzerine basmakalıp düşünceler ve gelişimle olan ilişkisi sadece yanlış değil, aynı zamanda birçok yoksul ülkeyi geride tutuyor. TED في الواقع، إن نظرتنا التقليدية للفساد وعلاقته بالتنمية ليست فقط خطأ، ولكنها تُعيد العديد من الدول الفقيرة إلى الوراء.
    James Gordon ile ilgili en ilginç şeylerden biri de Bruce Wayne ile olan ilişkisi. Open Subtitles واحدة من الأشياء الأكثر إثارة للاهتمام (عن (جايمس جوردون (هي علاقته مع (بروس واين
    Reina ile olan ilişkisi sayesinde, Yargıç Mullen kendisini değerli hissediyor. Open Subtitles بحُكم علاقته مع ‫(‬رينا‫)‬، أصبح القاضي ‫(‬مولن‫)‬ يشعر ببعض الإحترام‫. ‬
    Bay Lockerby ile olan ilişkisi hakkında bir şeyler çağrıştırıp çağrıştırmayacağını merak ediyorum. Open Subtitles أنا كنتُ أتسائل أو أقترح أي شيء حول علاقته مع السيد (لوكيربي)
    - Hannah' la olan ilişkisi nedir? Open Subtitles ماذا بشأن علاقته مع هانا؟
    - Doktor Allerdyce'la olan ilişkisi hakkında yalan söylediğini düşünüyorum. Open Subtitles أعتقد أنه يكذب حيال علاقته مع الدكتورة (أليردايس)
    Ama şimdi yazdığım kitap Mickey Mantle ve Billy Martin'le Whitey Ford'la olan ilişkisi hakkında. Open Subtitles هذا الذي أعمل عليه... إنه عن (ميكي مانتل) و علاقته... مع (بيلي مارتن) و (وايتي فورد)
    Yabancılarla dolu bir salonda bu hisler hakkında konuşmak ne kadar zor olsa da bu karışık hisleri anlamayı öğrenebilirsek o çocuk için ışığa giden yolda yolumuzu bulacağımıza inanıyorum, onu koruması gereken bir yetişkin tarafından vücuduyla olan ilişkisi darmadağın olmuş bir çocuk. TED ورغم ذلك أعلم أنه صعبٌ الجلوس مع هذه المشاعر في غرفة مليئة بالغرباء. لو استطعنا أن نجد طريقنا من خلال هذا الشعور الفوضوي، أعتقدُ أننا سنجد طريقنا إلى ضوء الشفقة من أجل هذه الطفلة، التي تم تدمير علاقتها مع جسدها عن طريق شخص كبير كانت وظيفته حماية جسدها.
    "11 Ocak, Lana Clark'la olan ilişkisi hakkında baştan savma davranıyor. Open Subtitles الأول من يناير (لانا) ترواغ (بشأن علاقتها مع (كلارك
    Kate sana Rosie hakkında onunla olan ilişkisi hakkında bir şey söylüyor. Open Subtitles (تحاول (كيت) أن تخبرك شيئاً بشأن (روزي (بشأن علاقتها مع (روزي أنت لا تصغ إلى هذا أعتقد أنني مصغ - كلا لست كذلك -
    Seibold'la olan ilişkisi de sorgulanacaktı. Open Subtitles وعلاقته الوثيقة مع سيبلود أيضا ستكون عرضعه للتدقيق
    Önce Tim ve Vanessa'yla olan ilişkisi hakkında daha çok şey anlatmanı istiyorum. Open Subtitles أولاً ، أود منك إخباري المزيد عن تيم) وعلاقته) بـ(فانيسا) ...
    Ve, Robert Stevenson'la olan ilişkisi nedir? Open Subtitles وما هي علاقته بـ (روبرت ستيفنسن) ؟
    Liderlikle olan ilişkisi neydi? Open Subtitles ما هي علاقته بالقيادة؟" "

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus