Şimdi lütfen buna bir de gay gözlüklerinden bakın ama şunu bilin herhangi bir gizi çıkarmanın temel olarak aynı şeyi gerektirdiğini bilin. | TED | الأن، رجاء انظروا الى الأمر من خلال منظور شخص مثلي، ولكن هل تعرف ما يتطلبه الأمر للخروج للعلن بشكل أساسي هو نفس الشيء. |
Kaputun altına bakarsak, işte bunu buluruz: temel olarak aynı şeyi. | TED | وإذا أمعنا النظر بشكل أكبر، فسوف نجد: نفس الشيء. |
Biliyor musun, eğitim çavuşum da bana tam olarak aynı şeyi söylerdi. | Open Subtitles | أتعلمين , الرقيب التريبي الخاص بي اعتاد على قول نفس الشيء |
Tüm muhbirler, hepsi birden, yarım saat aralıklarla arayıp tam olarak aynı şeyi söyledi. | Open Subtitles | لكن كل المخبرين يقولون نفس الشيء منذ نصف ساعة. |
Afganistan'da, felaketle yüzleşince, politikacılar orada da tam olarak aynı şeyi yaptılar. | Open Subtitles | ولمواجهة الكارثة في أفغانستان فعل السياسيون نفس الشيء بالضبط |
Tam olarak aynı şeyi yaşamış 200'den fazla insan var. | Open Subtitles | هناك اكثر من 200 شخص آخر اللذين حدث لهم نفس الشيء |
Ben de tam olarak aynı şeyi söyledim. | Open Subtitles | ياللمصادفة لقد قلت بالضبط نفس الشيء |
Büyük bir Moğol general de birkaç yüzyıl önce tam olarak aynı şeyi yapmıştı. | Open Subtitles | A المغول الجنرال العظيم فعل نفس الشيء بالضبط قبل بضعة قرون. |
Gerçekten ilginç olan soru şu: bebeklere tam olarak aynı şeyi gösterirsek ne olur? Birebir aynı olduğuna emin olabiliriz, çünkü gizli bir bölmemiz var ve aslında topları oradan çekiyoruz, ancak bu sefer, değiştirdiğimiz tek şey bulgunun çekildiği görünürdeki ana kitlenin kendisi. | TED | السؤال المهم حقاً هو ما الذي يحدث عندما نري الرضع نفس الشيء، ويمكننا التأكيد على أنه نفس الشيء لأنه لدينا حجرة سرية والحقيقة أننا نأخذ الكرات من هناك، لكن هذه المرة، كل ما تغير هو عموم السكان الذي أخذت منه العينة. |
Tam olarak aynı şeyi sordu. | Open Subtitles | هو كان يسأل نفس الشيء المضبوط |
Kubo ikimiz de tam olarak aynı şeyi istiyoruz. | Open Subtitles | كوبو، كلانا نريد نفس الشيء |